- insanlar, gitgide,istediklerine,dilediklerine inanmakla yetindiklerini,düşünüp tartmayı, ölçünmeyi,olanı biteni görmeye çaloşmayı yavaş yavaş bir yana ittiklerini daha fark etmiyorlardır belki de. bunun farkına varmaya başladıklarında ise ortalık iyice karamış olacak. sabahları güneş yeniden doğar gibi olsa da, ortalık yeniden aydınlanır olsa da, gecenin karanlığı bütün bütün dağılmayacak hiç.
- Bu anlamda,herkes düşman. düşmanım. düşmanımız. ya da, günü gelince düşman olabilir. örneğin, kendi arkadaşlarımız,yandaşlarımız... işkil,kuşku,yaşamımızın temeline koyduğumuz harç olmalı: yediğimiz ekmek,içtiğimiz su olmalı. gene de bilmeliyiz ki bu dünyada bizi aldatmayacak üç beş kişi vardır. her işkilin, her kuşkunun vurulacağı denektaşı; her eylemi, her gücü üzerinde bileyeceğimiz bileği taşı; her umudu ayakta tutacak kilit taşı birkaç kişi. vur deyince onlar, vuracağız; öl deyince öleceğiz: yaşa deyince yaşayacağız. bu kişiler, yalnız bizi değil, bütün dünyayı ayakta tutacak. buna inanmak,buna güvenmek zorundayız.
- insanlar, büyüklüğü de, büyüklüğün dokunulmazlığını da unutmuş durumdalar.
- Kendimi bir ona göstereceğim. ondan sonra öleceğime göre önemi kalmaz. bir ona göstereceğim, çünkü,bir yerinden yırtılmamış bir gizliliğin de tadı yoktur.
- Gizlilik, herhangi bir gizliliğe katılma, insanı hala bağlayabilen en eski,en ilkel bağlardandır.
- kullandığımız yöntemlerim bir büyük sakıncası var. kabul etmek gerek. yalancı da olsa, pehlivan,kahraman yaratıyoruz. kendi pehlivanlarımız,kahramanlarımızla bakışım içinde. bir aynada görünüyormuş gibi, ama bizimkilerin tersi.. örnekten çok, ters imgeler yaratıyoruz karşımızda. hangi ayna kendimizi gösterecektir bize? sürekli bir yürüyüş içinde gibiyiz, bir lunaparkın eciş bücüş görüntü veren aynaları arasında.
- oyun laf olsun diye oynanmaz.
- Okumak istediğim için - genellikle ucuz baskısını bularak - aldığım kitaplar, yani bugün dolaplarımı dolduran kitapların çoğu, bana ilk on - on iki yıl içinde bir kaç şey öğretti: Okun/a/mayan kitap, ölü bir nesnedir, bir yüktür. Sayfa : 10
- Bir buçuk yıl önce ( 18 yıl oturduğum evden ) taşınmam gerektiğinde kitaplarıma duyduğum öfkeyi yanımdakiler hep gördü. '' Hepsini satacağım '' diye haykırdım, söylendim günlerce. Bir iki '' göstermelik '' satış bile oldu. En az iki bin kitabımı satmayı tasarladım ya,bugüne dek bu satışın bir parçacığı bile gerçekleştirilmiş değil. Sayfa : 11
- Temel ilkem, herhangi bir kitabı, herhangi bir anda, istediğim için, istek duyduğum için okumak. Sayfa . 14