- ?Yaşamın artığından eksiğinden çok, çeşitleri var. Herkes elinden geldiği ölçüde yaşar. Nedir zaten yaşamak dediğin..? Garip değil mi yaşamımızı nasıl kurduğumuz...? Bir iplik parçası, bir çivi, bir mantar, bir kâğıt, bir paçavra, biraz toz, birkaç hiç? Bir araya gelir bunlar, adı ?bir yaşam? olur...?
- Geçen gün, gene gitmekten, gezmekten konuşurken ben gitmem nedenini bilirsin dediğimde ben de gelirim birlikte gideriz demedi mi? Gidemez, ben de gidemem, ama benim gitmem için onun da gitmesi, birlikte gitmemiz, onun ağzından çıkan bir söz olmadı mı? Güçlülüğün umudundayız. (Troyada Ölüm Vardı)
- Yaşam yoksullaşırmış, çevremiz genişlemez daralırmış, dahası; cenazemizin arkasından yürüyecek olanların sayısı? Varsın olsun olacaksa o da. Yaşamayı öğrenmek gerek. Bu hesaplar yararsız. (Ne Kitapsız Ne Kedisiz)
- Garip değil mi yaşamımızı nasıl kurduğumuz? Bir iplik parçası, bir çivi, bir mantar, bir kağıt, bir paçavra, biraz toz, birkaç hiç? Bir araya gelir bunlar, adı bir yaşam olur.
- ?Okur kitap arar ama kitabın da okuru bulduğunu ben çok gördüm. Açıklanabilir bir şey söylemiyorum belki, ama ?rastlantılar?ın çoğu, açıklayamadığımız için rastlantı görünmez mi??
- Ayrılacağız nasıl olsa buluşmak boş.
- Kabına sığamayan kıvranışlar içindeler kurtulmak istermiş gibi kurtulmanın boş olduğunu akıllarına bile getirmeden.
- Güldü karşımda, ağzının yalnız bir köşesiyle. Konuşmamak en iyisi. Yalnızlığı oyalamak yakışı olmaz ama yarını düşünmeli yüz adım ötede bir yerde ayrılacağız yarın.
- Her ölümden sonra daha yoksul, her ölümü daha doğumunda hazırlayarak, sürükleme içinde, sürüklendiğimi bile bile, ölümü en kısa gönenç içinde bile beklemek. Dost, ölümdedir.
- Duvarlar örülür hep, hastalarla sağlamlar, suçlularla suçsuzlar, azınlıktakilerle çoğunluktakiler arasında. Duvarları hep ''onlar'' örmektedir; öyle der, çıkarız işin içinden. Duvarı hangi yandakilerin ördüğü, her zaman geçerliliğini koruyan bir soru; niçin ördüğü de...