- Tek başıma kalınca devlet işleriyle uğraşmak için vakit bulabildim. İlk çözdüğüm sorun İspanya ile Çin'in aynı ülke olduğuydu. İnsanlar bilgisizlikleri yüzünden bunları aynı iki ülke sanıyorlardı. İsterseniz bir kağıda İspanya sözcüğünü yazmaya kalkın , kaleminizin ucundan Çin sözcüğü çıkmazsa bana ne derseniz deyin!..
- Görüyorsunuz , geniş ülkemizin kuzey başkentinde neler oluyor!..Gerçi yukarıda anlatılanları şöyle bir gözden geçirirsek gerçeklere uymayan birçok yanını bulabiliriz. Burnun bir gün ansızın yerinden ayrılışını, 3. dereceden bir memur kılığıyla şurada burada boy göstermesini bir yana bırakalım. Peki koskoca binbaşının gazete duyuru kurumuna gidip kayıp burnu için duyuru yayınlatmaya kalkmasına ne demeli? Böyle bir şey yapılamayacağını bilmiyor mu bu adam ? Duyuru parası fazla tutacağı için söylemiyorum , para canlısı bir adam değilim. Her şeyden önce ayıp, yakışıksız, çirkin bir şey bu. Dahası var. Pişmiş ekmekten burun nasıl çıkar? Kovalev'in burnunun pişmiş ekmeğin içinde, hem de İvan Yakovleviç'in evinde ne işi var ?
- sen bizim karamızı sev, akımızı seven nasılsa bulunur." gogol, ölü canlar
- -canım ne tuhaf adamlarız.. sanki önemli bir mal alıp satıyormusuz gibi çekişe çekişe pazarlık ediyoruz. Bu ölü adamları her yerde bedava verirler. Onları saklamak ve budalacasina vergi vermek için insanın tam bir ahmak olması gerekir. -iyi ama, bilmeniz gerekir ki bu gibi alışverişler söz aramızda kalsın pek öyle yasal degildir. Mesela bunu haber vermis olsam, bu işle olan kimse bütün guvenini kaybeder artık ne sözleşme yapabilir ne de ticari bir işe girişebilir Pavel ivanovic: vay şeytan vay. Tam can alacak noktaya basarak gözdağı veriyor diye düşündü. Sonra soğuk kanlilikla -nasıl isterseniz ben sizin zannettiğiniz gibi bu ölüleri gerekli olduğu için değil, bazı sebeplerden dolayı satın alıyorum. İki buçuk rubleye razı olmuyorsunuz öyle mi ? O halde şimdilik Allahaısmarladık, dedi.
- Andrey ivanovic: bir hayli kitap okumuş, bir hayalci, ve diğer servetini kumarda kaybetmiş iki arkadaş günün birinde düzenbaz bir üçüncü kumarbazin himayesi altında bir hayır topluluk kurmayi dusunduler.toplulugun pek yüksek amaci taymis sahiplerinden kamcatka ya kadar, geniş sahada yaşayan insanların mutluluğunu sağlamaktı. Tabi böyle bir işi başarmak için büyük bir paraya ihtiyaç vardı ve pek cömert olmayan üyelere pek çok para verilir.
- Son demek; bilindiği gibi, bir yapıta taç giydirir...
- '' Başıma ne geldiyse iyi yürekli oluşumdan....''
- Tüm insanlar sevilmek ister matmazel ne yapalım? Vahşi hayvanlar bile kafesin parmaklıkları arasından burnunu uzatarak okşanmayı bekler.
- Kendisi de acaba neşeli miydi yoksa eylülün son günleri gibi hüzünlü müydü?
- ''Bir ahmağın sözleri genellikle akıllı,zeki bir adamı şaşkına çevirir.''