- Yüz cansız hikayeye karşılık, yine de bir iki canlı hikaye kalıyor. Sık sık değil, ara ara düşünüyorum onları. Çünkü eskitmekten korkuyorum...
- Anılarım, şeytanın kesesindeki paralara benziyor: Keseyi açınca içinde kurumuş yapraklardan başka bir şey bulamıyorsunuz...
- Geleceği görüyorum Şurada, sokakta işte Şimdiden biraz daha solgun Gerçekleşecek de ne olacak sanki? Gerçekleşmekten ne kazanacak?
- Başka düzenler başka hareketler saldırılar, karşılaşmalar talih dönüşleri bir yığın küçük serüven ortaya çıksın diye bu kez o kaybolup gidiyor...
- Farkına varmıştım zaten; benim var olmaya hakkım yoktu. Rastgele ortaya çıkmıştım; bir taş, bir bitki, bir mikrop gibi var olup gidiyordum...
- 'Bütün istediğim biraz kesinlikti..'
- He zaman söyledim: Yönetmek, seçkinlerin bir hakkı değil, temel ödevidir. Efendiler, rica ederim, otorite ilkesini yeniden kuralım. S.140
- Bir aralık, 'İnsanları sevecek miyim yoksa?' diye düşündüm.. Ama bu, eninde sonunda onların pazarıydı, benim pazarım değil...
- Şu gereksiz varoluşlardan hiç olmazsa birini ortadan kaldırmak için, canıma kıymayı düşünür gibi oluyordum. Ama ölümüm bile fazlalık olacaktı. Cesedim de; şu güleç bahçenin dibinde, çınar ağaçlarının arasında, şu çakıl taşlarının üzerinde, kanımda fazlalık olacak; en sonunda, temizlenmiş, kabuğu çıkarılmış, dişler gibi temiz ve ak pak kemiklerim de fazlalık olarak kalacaktı. Her zaman için fazlalıktım ben. S.191
- Ben geçmişimi nerede saklayacağım? Geçmişinizi cebinizde saklayamazsınız. Onu koyacak bir eviniz olmalı. Gövdemden başka bir şeyim yok benim. Yapayalnız bir adam, salt gövdesiyle anıları durdurup saklayamaz. Anılar üzerinden geçip gider onun. Ama yakınmamalıyım. Çünkü özgür olmaktan başka bir şey istememiştim. S.103-104