- Kişi her zaman öykü anlatan bir yaratıktır, öykülerle, başkalarının öyküleriyle çevrilmiş olarak yaşar, tüm başına gelenleri öyküler biçiminde görür ve hayatını, bir öykü, hayat öyküsü anlatıyormuş gibi yaşamak ister. Ama ikisinden birini seçmek gerekir: yaşamak ya da anlatmak...
- Bu sevinçli, akıllı uslu insan sesleri arasında yalnızım... Bütün bu adamlar, vakitlerini dertleşmekle, aynı düşüncede olduğunu anlayıp mutluluk duymakla geçiriyorlar. Aynı şeyleri hep birlikte düşünmeye ne kadar da önem veriyorlar...
- Canıma kıymayı bile düşünmüştüm. Bu işten caymamın nedeni, ölümümden kimsenin duygulanmayacağı, ölümde, hayatta olduğumdan daha yalnız olacağımı düşünmemdir...
- ''Anılar şeytanın kesesindeki altın sikkelere benziyor: Keseyi açtığında bir de bakıyorsun, altın değil, ölü yapraklar var içinde...''
- Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapmayacağımı biliyorum...
- Brunet,"Dostluk, birbiri hakkında hüküm vermek demek değildir, dostluk inanmak demektir" derdi.
- Gidersem başkalarına isyan etmiş olurum, gitmezsem isyanım kendime olur.
- Saat üç. Bir şey yapmak isterseniz, bu saat ya çok geç ya çok erkendir.
- Adam birden sustu ve kadına bomboş gözlerini dikti. Bir an, karşı karşıya, kımıldamadan durdular. Sonra adam yapışkan bir sesle, "Bütün erkekler korkuyor." dedi. "Hepsi, herkes!Korkmayanlar, ancak budalalar ya da delilerdir. Bu, cesaretle ilgisi olan bir şey değil, anladın mı? Ve sen, sen beni yargılayamazsın, çünkü dövüşmeyeceksin!"
- "bizi korkutan şey, ne adamın değil hali ne de boynunda çıkmış olan ve yakasına değen ur'du. Bizi korkutan onun yalnızlığı idi. Öyle sanıyorduk ki kafasının içi yengec ya da ıstakoz düşüncelerle doluydu. Bizi korkutan da buydu işte. ıstakoz fikirlerle doldurulmus dusunceler, kulübede, ağaçların arasında ve etrafımızdaydı."