- Ölüm acı vermez; acı veren şey, yaşamdır.
- Belki de hiçbir şeyde gerçek yoktur; gerçeklikte gerçek yoktur.
- Yaşam acı veren bir yorgunluk haline gelince, ölüm sonsuz uykunun sakinliğine götürmek için hazırdır.
- O yıldızlara varmayı umut etmiş ama ayaklarını yerden kaldıramamıştı.
- Sen kitaplar okudun ve kendini sürekli yalnız buldun. İşte sana bu gece kitap okuyan başka adamlar göstereceğim. Böylece artık yalnız olmayacaksın.
- Her şeyin derinine inen bir insan, ama derinliklerde gördüğü şeyler onu öylesine korkutmuş ki, bunları hiç görmediğine inandırıyor kendini.
- İnsanlar huzurunu kaçırıyor, ne zaman birileriyle bir araya gelse, kurtulmak için bahaneler arıyordu.
- İnsanlar huzurunu kaçırıyor, ne zaman birileriyle bir araya gelse, kurtulmak için bahaneler arıyordu.
- Bu kez yenilgiye uğradık, ama her zaman yenilmeyeceğiz. Çok şey öğrendik.
- Martin böyle düşünüyordu ve sonunda yeni tanıştığı bu avukatlar, subaylar, iş adamları ve bankacılarla, işçi sınıfının üyeleri arasındaki ayrımın, yedikleri yemeklerdeki, giydikleri giysilerdeki ve oturdukları mahallelerdeki farklılıklardan başka bir şey olmadığı kafasına dank edene kadar düşündü. Kendinde ve kitaplarda bulduğu şey, o fazlalık, hiçbirinde yoktu.