- Hiçbir süreç, insanı tek hat üzerinde yürütmez, inişli çıkışlı bir yol gibidir yaşam, işte Martin de böyle bir süreç yaşıyordu.
- Eğer yaşam onun için daha büyük bir anlam taşıyorsa, o zaman yaşamdan daha büyük şeyler istemeliydi.
- Sanırım ben umutsuz bir gerçekçiyim.
- Her şeyin derinine inen bir insan, ama derinliklerde gördüğü şeyler onu öylesine korkutmuş ki, bunları hiç görmediğine inandırıyor kendini.
- O yıldızlara varmayı umut etmiş ama ayaklarını yerden kaldıramamıştı.
- Ayrılıklar insan ruhunda bıraktığı acıyla anılır. Bu acı, ruhların şekillenmesinden, hayat görüşünün değişmesine; hatta insanın kendisini yenilemesine neden olur. Aşk ayrılığı ise ölümden daha şiddetlidir. İnsanı sersemletip hayattan soğutması bir yana, tüm bunalımların ortasında bırakır. İnsan bu durumda yapayalnızdır; kimsesizdir, elleri üşümüş, ayakları donmuştur. Bedeni, aklı, beyni esrarkeşlere özgü alemlere dalmıştır.
- " Geçmişi gelecekle bağlıyor ve ardından sonsuzluk onun içinde güçlü bir ritimle çarpıyor o da tıpkı gelgitler ve mevsimler gibi, bu ritimle birlikte savruluyordu."
- ?Ünü ve parayı bir kenara bırak, yarın hemen bir gemiye yazıl ve denizine geri dön.?
- Kendinden geçercesine aç gözlerle onu süzdü. Burada onun için yaşamaya, onu kazanmaya, onun için dövüşmeye ve onun için ölmeye değer bir şey vardı. Kitaplar gerçekti, dünyada böyle kadınlar da vardı.
- Acıları, acı kadar keskin özlemleri ve umutla beslendiği için hayal kırıklığına uğratan umutsuzluğu tanımak gerekir.?