- Bazı erkeklerin gücünün, kadınlar için dayanılmaz derecede çekici olduğunu çok duymuştum, ama o gereğinden de fazla güçlüydü.
- Ve ertesi sabah uyandığımda onu yeniden görmek isteğiyle yanıyordum. Bir tartışmada onun zaferine tanık olmak,karşısındakileri savaşa çağıran sesinin yankısıyla titremek, kendine güveni ve gücüyle, karşısındakini hiçe sayan tavrıyla, onların körelmiş düşüncelerini çürütürken onu hayranlıkla seyretmek arzusu doldurdu yüreğimi yine.Kabadayılık taslıyorsa da bunun ne zararı vardı ki? Kendi deyimiyle bu "işe yarıyor", etki yaratıyordu. Her şey bir yana, onun kaba dille konuşmasını seyretmek çok güzel bir şeydi. İnsanı bir çarpışmanın eşiğindeymiş gibi heyecanlandırıyordu.
- Kapitalistlerin emrindeki kiliseleriniz, Güney'deki dokuma fabrikalarında çocukların çalıştırılmasına karşı çıktımı? Altı, yedi yaşlarındaki çocuklar, her gece on iki saat süren vardiyalarda çalışıyorlar. Kutsal güneş ışığını görmekten bile yoksunlar. Sinekler gibi ölüyorlar. Kârlar onların kanlarıyla besleniyor. Bu parayla New England'da görkemli kiliseler yapılıyor. Ve siz bu muhteşem kiliselerde, bu çocukların kanlarıyla göbeklerini şişirmiş o kazanç sahipleri adına, tatlı tatlı vaazlar veriyorsunuz.
- Yalnız, şu giydiğiniz elbise kan lekesi içinde. Yediğiniz yiyecekler de kan kokuyor. Evinizin çatı kirişlerinden küçük çocukların, güçlü erkeklerin kanı damlıyor. Bunların damla damla çevreme düştüğünü duymam için gözlerimi bir parça kapatmam yeterli. Tıp,tıp, tıp...
- O günlerde hırsızlık şaşılacak derecede yaygındı. Herkes herkesin malını çalardı. Toplumun efendileri, ya yasal olarak çalar, ya da hırsızlıklarını yasalara uydururken, daha yoksul sınıflar yasa dışı olarak yaparlardı bu işi.
- İnsanlar aç kurtlar gibi birbirlerine saldırırlardı. Büyük balık, küçük balığı yutardı.
- Her şeyde hayal kırıklığına uğramıştı. Her şeye yabancılaşmıştı.
- Ruth : "Senin için olanaksız. Sen denizcisin ve denizciler duydum ki onlar... onlar... " - Sesi titredi ve söndü. Martin :Onlar her limanda bir sevgilileri olmasına alışmıştır. Bu mu söylemek istediğin? Ruth : Evet. -Diye cevapladı alçak bir sesle. Martin : Ama bu aşk değil. Ben birçok limanda bulundum ama seni gördüğüm ilk geceye dek hiçbir zaman aşkın dokunuşunu tanımadım. Biliyormusun sana iyi geceler deyip ayrıldığım zaman neredeyse tutuklanıyordum. Ruth : Tutuklanıyor muydun? Martin : Evet. Polis sarhoş olduğumu sandı. Ve bende sarhoştum ama sana olan aşkımdan.
- yaşama olan aşırı sevgimizden umut ve korkudan kurtulan bizler hiç bir yaşamın sonsuz olmadığı ölülerin asla dirilmediği ki en yorgun ırmak bile denizle birleşir bi yerde bu yüzden tanrılara şükranlarımızı sunarız
- Yaşam huzurla huzursuzluk,mutlulukla mutsuzluk,ölümle sonsuzluk arasındaki gelgitlerdir.