- 1953 SOKAKTAKİ ADAM Attila İlhan Anlatım ve kurgu, mimari açısından yeni bir romanın temsilcisi olmayı yeğlemiş; dahası, "XX'inci asrın romancısı, okuyucusunun bir sinema seyircisi olduğunu bir an bile hatırından çıkarmamalıdır" fikrine varmıştır. "Bu istikametten baktınız mı Sokaktaki Adam cinematografıque bir romandır."
- 1954 BUGÜNÜN SARAYLISI Refik Halid Karay Bugünün Saraylısı Refik Halid'in en güzel İstanbul romanlarından biridir. 1950'lere doğru, Demokrat Parti iktidarından hemen önce, bir yandan tek parti rejimini satır aralarında kurcalayarak, bir yandan da o günlerin özlemlerini, beklentilerini, modalarını yansıtarak derinlik kazanır Bugünün Saraylısı. 'Amerikarılaşma' çabasının ilk izlerine bu romanda rastlamak olasıdır.
- 1954 YlLAN HİKAYESİ Samim Kocagöz Tahir Alangu şöyle yorumlamış: "Menderes'in denize karıştığı yerde, Balat Ovası'nın 18.000 dönüm toprağının yirmi yıldır su altında kalışını, dalyan tekelini ellerinde tutanların Balat Gölü'nü işletişlerini, köylülerin kendi topraklarından da, gölde balık tutma hakkından da yoksun kalarak yıldan yıla içlerindeki kini büyütüşlerini, devlete dayanarak haksız tasarruflarını yürüteniere halkın düşman oluşunu, yeni kurulan partiye dört elle sarılışiarını (Samim Kocagöz) bu eserinde anlatıyor." . . . "Bir milletin... " İsmail, "bir milletin siyasi hayatında dört yıl hiçtir. Tam dört yıl daha bekleyeceğiz. Tâ yeni seçimlere kadar. Bu iş çocuk oyuncağı değil. Memleketin kaderi kısmeti var ortalıkta." Anlayanlar da anlamak istemiyorlardı. Kahvenin içinde bir sıkıntı rüzgarı esti. "Dört yıl ha... Geç!" dediler. İsmail: ''Bunca yıldır beklediniz, dört yıl daha bekleyemez misiniz? Partimiz ancak bütün memleketle duyuluyor. Gelişiyor. Göreceksiniz, dört yıl sonra meclisteki mebusların hepsi bizden olacak. Yakında muhtar seçimleri olacak. Köyün içinde muhtarın pabucunu eline vereceğiz. Nasıl bu sefer kazandıksa, muhtar seçimini de öyle kazanacağız..."
- 1955 İNTERMEZZO Fikret Adil ...sonunda Baudelaire'in Elem Çiçekled ne sığınır; sanatçıya yaraşan hayatın, "Yüzlerce insanın payına düşen ıstırabı kendisinde" toplamak olduğunu algılar... . . . Onlar çıkar çıkmaz Pappas ağladı. Doğruca yatağına giderek uzandı ve baş ucundan ayırmadığı kitabı, Baudelaire'i alarak, nihayet tuttu ve bir sayfa açtı, çıkan şiiri okumaya başladı.
- 1956 HEP O ŞARKI Yakup Kadri Karaosmanoğlu . . . Meğer roman yazmak ne güç bir işmiş! İşte elimde kalem önümde defter, saatlerden beri evirip çeviriyorum, iki cümleyi bir araya getiremiyorum. Ben ki, bütün ömrü roman okumakla geçmiş bir kadınım.
- 1957 GOL KRALI Aziz Nesin Fonda, 1950'ler İstanbul'u. Yazarın göz kamaştırıcı önsezisi: İstanbul mimari açıdan yok edilmekte! Kuşkusuz çok erken bir teşhis. Gün görmüş Sait Hopsait değerlerini yitirirken, yani toplumun gözünde yükseldikçe yükselirken, İstanbul da öz değerlerini yitirmekte, tıpkı Sait gibi, kendi olmaktan çıkmaktadır...
- 1957 RAHMET YOLLARI KESTİ Kemal Tahir Rahmet Yolları Kesti Andre Maurois'nın İngiltere Tarihi?nden ilginç bir alıntıyla başlar: "Ahlak düzeni sağlam olmayan ve soyguncularıyla başa çıkamayan bir toplum, -ruhunda artakalmış barbarlık duygusunun da baskısıyla- soyguncularına karşı hayranlık duyar."
- 1957 SUÇUMUZ İNSAN OLMAK Oktay Akbal Yalnızlığın çekimiyle başlar yakınlaşma. Önce göz göze gelişler, sonra hemen hemen hep aynı saatte mutfakta bekleyişler, sokaktan ille geçişler... Gerisi imkansız aşk, imkansız umutlar, beklentilerdir. . . . "Sana bir şiir kitabı getirdim" dedi, ''söz vermiştim, Cahit Sılkı'nın Otuz Beş Yaş." "Biliyorum o şiiri. Ama kitabı okumadım." Kitabı uzattı. Biliyordu bu buluşmaları artık, hep şiirleri okumakta geçecekti. Başta bir şiir buldu: 'Desem ki'... Nedret hafif sesle okudu; "İçimden okuyunca anlıyorum" dedi. Bu şiirler hem bu kadar yakın, hem bu kadar uzak olmamıştı hiç.
- 1958 ÂKİLE HANlM SOKAĞI Halide Edib Adıvar Cumbalı, kafesli evler artık çökkündür; "biraz daha içinde yaşanabilecek başka ahşap binalar"ı altı yedi kadı binalar kuşatmıştır; arada "beton Hilton karikatürleri" göze çarpar. Halide Edib, bu tuhaf ve irkiltici mimariyle yurdun şimdiki yaşama biçimini özdeş görür.
- 1958 HAVADA BULUT YOK Cevdet Kudret Yedi Meşale' cilerden Cevdet Kudret edebiyatın hemen hemen bütün türlerinde eser vermiştir. İçli şiirleri zamanla solmuş, unutulmuş Cevdet Kudret'in romancılık çabası üzerinde de çokça durulmamıştır. . . . Öğretmenler odası bu saatten sonra içinde oturulmaz bir yerdir; ortada, bir bacağı çarpılmış uzun bir masa; şuraya buraya dağılmış on-on beş tahta iskemle; masanın üstünde izmarit, sigara külü, yanmış kibrit çöpüyle tepeleme dolu iki sigara tablası; bu süprüntünün bir kısmı masanın üstüne dökülmüş. Tepede yirmi beş mumluk bir lamba. Bir köşede kara demir bir soba; küller, sönmüş kömür parçaları yerlere saçılmış. Karşıda ön bahçeye ve sokağa bakan üç büyük pencere; perdesiz, çıplak.