Bir an yaşantımı yargılamaya kalkmıştım. Kendi kendime, güzel bir yaşamdı bu, demek isterdim. Ama bu yaşam üzerinde bir yargıya varılamazdı ki, bir taslaktı sadece; zamanımı sonsuzluğa yatırım yapmakla geçirmiştim ben, hiçbir şey anlamamıştım.

Salt kendine özgü sözcükler isterdim ben. Ama elimdeki sözcükler kim bilir kaç bilinçte sürünüp durmuş olanlardır; başkalarında edindikleri alışkanlık uyarınca benim kafamda da kendiliklerinden diziliveriyorlar ve size yazarken onları kullanıyorsam da, bir yandan müthiş tiksiniyorum.

Yalnızım şimdi. Ama yapayalnız değilim. O düşünce var karşımda, bekleyip duruyor.

Gezintiye çıkarsınız, ay yeni yükselmiştir; tembel, bağımsız, boşalmış gibi duyarsınız kendinizi. Sonra birden, "bir şey oldu" diye düşünürsünüz. Karanlığın içinde bir şey çıtırdar ya da tüy gibi bir gölge sokağın bir ucundan öte ucuna geçer; hangisi olsa olur. Ama bu önemsiz olay, ötekilerine benzemez. Bu olayın, çevresi sisler içinde kaybolan kocaman bir şeklin başlangıcı olduğunu birden kavrarsınız. O zaman, "Bir şey başlamak üzere," dersiniz.

Yeniden yürüyorum. Rüzgar, bir vapur düdüğünün çığlığını getiriyor. Yapayalnızım, ama bir kente yürüyen ordu gibiyim...

İçim boşalmış ve yatışmış halde, şu kullanılmamış gökyüzü altında rasgele yürüyorum.

Ben edebi kuruntularımı kaybettim. Eskiden edebiyatın salt bir değeri olduğunu, bir insanı kurtarabileceğini ya da sadece insanları değiştirebileceğini sanırdım. Bütün bunlar bana eskimiş geliyor artık.

Hepimiz nice işler yaparız ki, bun­lardan sorumlu olmak istemediğimiz için, bilmezlikten geliriz onları, üstünde durmadan yaparız, örtbas ederiz. Ömrümüz, adını vermek istemediğimiz için örtbas ettiğimiz işlerle doludur. Bir şeyin sözünü etmemek, onu düşünmeden, bilincimize mal etmeden, geri dönüp ne yaptığımızı görmeden yapmaktır. Onu yaparız ama, yaptığımızı görmezlikten geliriz.

Başkalarının yeyip içmesi karşısında duyulan bir öfke var. Çekemezlik, adi kıskançlık adları verdikleri bu öfke tam tersine bir eşitlik, bir adalet duygusudur.

Geçmiş, mal sahibinin lüksüdür.