- İçinde yaşadığı dünyayı iyice tanımıştı. Bu dünya acımasızdı. Kaba, sert ve soğuktu. Sevgiden, okşamadan, sevecenlikten eser yoktu...
- Bir şeyin neden öyle olduğuna kafayı takmazdı. Nasıl olduğunu bilmek yetiyordu ona...
- Yaşam, yaradılış amacına uygun hareket etmeyi hedefleyenleri, başarının doruğuna çıkarır...
- Her kazadan sonra yeni şeyler öğreniyor, tecrübesi giderek artıyordu.
- Öylesine dalmıştı ki bu işe, mutlu olduğunun bile farkında değildi.
- Bundan böyle bilmediği şeylerin dış görünüşü karşısında doğal olarak her an uyanık ve kuşkucu olmaya karar verdi. Bir şeye güvenmeden önce o şeyin her halini öğrenecekti.
- Korku ve bilinmeyenin gizleri, yaşama tutkusunu arttırıyordu.
- Son derece acımasız, dayanıklı ve akıllıydı artık. Bütün bu nitelikleri elde etmek zorundaydı, yoksa içinde bulunduğu bu düşmanca ortama ayak uydurup yaşayamazdı.
- İçinde yaşadığı dünyayı iyice tanımıştı. Bu dünya acımasızdı. Kaba, sert ve soğuktu. Sevgiden, okşamadan, sevecenlikten eser yoktu.
- Tüm korkaklar gibi o da acımasızdı. Diş geçiremediği insanların yumrukları ve sözleri karşısında hemen geri çekilirdi, ama kendinden daha zayıf birini buldu mu öcünü ondan almaya kalkardı.