- Denizine, gemilerine dön Martin Eden, sana tavsiyem budur. İnsanlarla dolu bu hastalıklı, kokuşmuş şehirlerde ne işin var..?
- Bu insanlarda kitaplar canlanıyordu. Ateşli, ateşli ve heyecanla konuşuyorlar, içkinin ve öfkenin kimi insanları uyarması gibi bilgi de bu insanları uyarıyordu...
- Biliyor musun, kelimeleri, tıpkı bir poker oyuncusunun kartları dizdiği gibi diziyor...
- Uğrunda yaşanılacak, savaşılacak, kazanılacak ve, evet, ölünecek bir şey vardı onda...
- Aşkın senin Kosmos' unda (evren, kainat) hiçbir yeri yok gibi. Benimkinde, Güzellik, Aşkın bir hizmetçisidir...
- Ya gerçeğe sahip olmalıyım, ya da hiçbir şeye. İnandırıcı olmayan bir hayal koca bir yalandır...
- ?..Ayrılıklar insan ruhunda bıraktığı acıyla anılır. Bu acı, ruhların şekillenmesinden, hayat görüşünün değişmesine; hatta insanın kendisini yenilemesine neden olur. Aşk ayrılığı ise ölümden daha şiddetlidir. İnsanı sersemletip hayattan soğutması bir yana, tüm bunalımların ortasında bırakır. İnsan bu durumda yapayalnızdır; kimsesizdir, elleri üşümüş, ayakları donmuştur. Bedeni, aklı, beyni esrarkeşlere özgü alemlere dalmıştır....?
- Bitirdim... Bir kenara bıraktım lavtayı. Mor yoncalar arasında Salınıp duran gölgeler de, Şarkılar da, Bitecek yakında. Bitirdim... Bir kenara bıraktım lavtayı Çiy düşmüş çalılar arasında Seher vakti öten Ardıç kuşları gibiydim. Şimdi sesi kısılmış, Yorgun bir bülbülüm. Tükettim Şarkıları, Dikkatle söyleyerek. Bitirdim. Bir kenara bıraktım lavtayı.
- ''Eğer yaşam onun için daha büyük bir anlam taşıyorsa, o zaman yaşamdan daha büyük şeyler istemeliydi..''
- Ucuz bira nasıl tatsız geldiyse, bu insanların arkadaşlıkları da yavan geliyordu ona. Onların çok ötesindeydi. Aralarında bilmem kaç bin tane kitap açılmış duruyordu...