Londra gibi bir yerde, böylesi canavar bir şehirde, dört şiline bir aile ocağı inşa edilemezdi.Sahne işçisi de aynı konumdaydı.O da kazandığıyla ancak iki yakasını bir araya getiriyordu.Ama evlendiğinde durum değişecek ve bir odaya birkaç kişiyle tıkıldığında, yakası makası kalmayacaktı.Geçen günler içinde sürekli düşündüm ki,uçurumun kenarında yaşam mücadelesi veren bu insanların evlenmesi, salt budalaca bir davranış olmayacak, affı mümkün olamayan bir suç da olacaktı.Onları yok edinceye kadar kullanacak olan bu toplumda,onların bir rolü ve yeri yoktu.Uçurumun dibini boyladıklarında;içkiden tükenmiş,yitiklere karışmış birer budaladan başka bir şey olmaları olanaksızdı.Yeniden bir çaba harcamaya girişseler bile, bu çabaları kendiliğinden yok olmaya mahkumdu.Dünyayı döndüren çark onların tepelerindedir,onlarsa buna boş verirler.Bu çarka katılmak onların elinden gelmez, ayrıca dünyanın dönen çarklarına da gereksinimleri yoktur.Uçurumun kenarına tırnaklarının son güçleriyle tutunup,daha aşağılara yuvarlanmamak için çabalarlar.Tek gösterebilecekleri çaba da bundan ibarettir