- Ölen insanlar için yapabileceğimiz ne var diye soracak olursanız bu, onları olabildiğince uzun süre hatırlamaktır, derim. (Bağımsız Organ)
- Ya bende tuhaf bir şeyler var ya da dünya tuhaflaştı. İkisinden biri. Fakat hangisi doğru bilemiyorum.Şişenin ağzı ile kapağın büyüklüğü birbirine uymuyor. Sorun belki şişede, belki de kapakta. Hangisi olursa olsun, büyüklüğün birbirini tutmadığı gerçek.
- Kadınsız erkeklerden biri olmak çok kolaydır; önce bir kadına tüm kalbinizle âşık olun, sonra o bir yerlere gitsin, hepsi bu. (Kadınsız Erkekler)
- Işığın olduğu yerde gölgenin de olması gerekir. Gölgenin olduğu yerde ise ışık mutlaka olur. Işık olmadan gölge olmaz, gölgesi olmayan ışık da olmaz.
- Eğer ölen insanlar bu sırları beraberinde götürüyorlarsa, sırlar mutlaka arkalarında bırakamayacakları türden şeylerdir.
- Algılama dediğin, kendi başına bir bütündür ve bunun somut sonuçlar halinde dışarıdan görülebilmesi gibi bir durum yoktur. Bir kazanç da sağlamaz. Bunun nasıl bir şey olduğunu sözcüklere dökmek imkânsızdır. İnsanın bizzat tecrübe etmesinden başka yolu yoktur. Benim söyleyebileceğim tek şey, bir kez o gerçek manzarayı görünce, şimdiye kadar yaşamış olduğun dünyanın korkutucu ölçüde sıradan kalacağıdır. O manzarada mantık ya da mantıksızlık yoktur. İyilik ya da kötülük de yoktur. Her şey birlik halindedir. İşte orada, sen de o birliğin bir parçası olursun. Fiziksel bedeninin sınırlarından kurtulur, deyim yerindeyse metafiziksel bir varlık haline gelirsin. Sezgi olursun. Bu bir taraftan muhteşem bir duygudur, bir taraftan da umutsuz bir duygu. Şimdiye kadar olan yaşantının nasıl da yüzeysel, nasıl da derinlikten yoksun olduğunu, neredeyse her şeyin sonuna geldiğinde anlamış olursun ne de olsa. Ben nasıl oldu da böyle bir yaşantıya tahammül edebildim düşüncesiyle ürperiverirsin.
-
"Diğer bir deyişle, bir sürü dünya birbirine karışıyor. Senin dünyan, benim dünyam, Koyun Adam'ın dünyası. Bazen bunların birbiriyle çakıştığı da oluyor, hiç çalışmadığı da. Bunu demek istiyorsun, değil mi?" Kız başını iki kez hafifçe sallayarak onayladı. (S. 35) - ... Bununla birlikte, endişem, endişe olarak nitelendirilemeyecek bir endişeye dönüşmüştü. Tam olarak endişe diye nitelendirilemeyecek endişe dediğim şey, sonuçta o kadar da endişe verici olmayan bir şeydi. (S. 45,47)
- Şu an burada gerçekte neler olduğunu kendi gözlerinizle görüp,kendi kafanızda yorumladıktan sonra hiçbir şey anlamazsınız.
- Gerçek daima tektir.