- Zaman zaman kendimi bir müze bekçisi olarak görüyorum. Kimsenin gezmediği, kendime sakladığım boş bir müzenin bekçisi.
- okumak bir tür bağımlılık gibiydi;yemek yerken,geç saatlere kadar yatakta ve derste okumak için kimse görmesin diye saklayarak getirdiğim okulda.
- o zamanlar bilmiyordum.birini tekrar düzelemeyecek kadar kötü kırabileceğimi.insan,sadece var olarak diğer bir insanda dönüşü olmayan yaralar açabiliyordu.
- kendim diye adlandırdığım bu kişinin ne kadarı gerçek bendi,ne kadarı değildi?
- ya da biz sadece şansızdık,dedi.bir dizi yanlışlık oluyor ve biz birbirimizi özlüyoruz.
- vet,her zaman.yeni kitaplar,eski kitaplar.romanlar ve diğer şeyler.boş kitaplar,hoş kitaplar.muhtemelen bu konuda senin tersinim,zaman öldürmek için de okuyorum.
- bir kez ilerlemeye başladın mı,ne yaparsan yap gittiğin yoldan geri dönemiyorsun.en ufak bir sapma her şeyi sonsuza dek geğiştiriyor.
- somerset maugham 'her tıraşta bir felsefe vardır.'diyor.
- pain is inevitable.suffering is optional.acı kaçınılmazdır ama acı çekmek bir seçim meselesidir.
- vet,öyle.bazı süreçler,ne yapılırsa yapılsın,değişikliği kaldırmaz.ben bu düşüncedeyim.eğer bu süreçle birlikte var olmaktan başka çaremiz yoksa,bizim yapabileceğimiz şey,inatçı bir azimle kendimizi değiştirmek (belki de dömnüştürmek).bu süreci kendi karakterimizin bir parçası haline getirmekten ibarettir.