Söyler misin bana, sen biliyor musun acaba erkekler neden uzun saçlı kızları bu kadar çok severler? Bu faşizan bir davranış değil mi? Ne saçma bir tepki! Gerçekten de merak ediyorum neden gençler, uzun saçlı kızların seçkin, tatlı ve dişi olduğunu düşünürler? Biliyor musun, uzun saçlı, ama bayağı kızlardan yüzlerce tanırım, bana inanabilirsin.

Yalnızlığı kimse sevmez, bilirsin. Ne var ki ben, arkadaş edinmek için çaba harcamam. Çünkü ne olursa olsun, hayal kırıklığı gelir arkasından...

Bu insanların gerçek düşmanının siyasal güç değil, hayal gücü eksikliği olduğu geldi aklıma.

Çark döndükçe değerler ve duygular azalıp artar. Bir pırıl pırıl parlar, bir karanlığa gömülür. Fakat gerçek aşk, çarkın merkezinde kımıldamadan kalır.

Ben bir hiçim. Geceleyin denize atılmış, yalnız, suyun yüzeyinde salınan bir şey gibiyim. Elimi uzatsam tutacak kimse yok. Seslensem yanıt gelmiyor. Ben hiçbir yere bağlı değilim.

Biz şimdi dünyanın birbirinden en uzaktaki iki ucunda duruyoruz. Bu iki noktanın ucunu bağlayan bir sözcük, hiçbir dilde olamaz.

-Kızlar Marlboro içmez...
-Önemli değil. Bu ya da başkası hepsi zararlı...

Ama hep sandım ki insan babasını ya da annesini yitirince ister istemez üzülür. Ama öyle olmadı. Ben hiçbir şey hissetmedim.

Kimileri için aşk, anlam taşımayan ya da önemsiz şeylerle başlar. Eğer böyle olmazsa zahmetine değmez.

Ölümün gölgesi, yaşam alanına pek ağır ağır iner, insan bunun bilincine vardığında artık karanlıkta hiçbir şeyi seçemez olur ve öyle bir durumdasındır ki çevrendekiler seni diriden çok ölü sayarlar. Ben böyle bir ölüm istemiyorum işte. Kesinlikle buna katlanamam.