- ...birinden nefret ettiğinizde, en kötüsü nedir bilir misiniz? Nefret ettiğiniz kişinin çok isteyip de bir türlü ulaşamadığınız bir şeyi, şaşılacak bir kolaylıkla sahiplenmesi. (649)
- "Başkalarına ağlamak için çok bencildim, kendime ağlamak içinse çok yaşlı."
- (...) " Odanın penceresinden yan binanın arka cephesinden başka bir şey görünmüyordu. O bina da perişan haldeydi. Perişan haldeki insanların, içinde perişan halde işlerini yaparak günlerini geçirdikleri, perişan halde bir bina. Hemen her büyük şehirde, o şekilde gözden düşüp bir kenarda kalakalmış binalar olur. Charles Dickens'ın on sayfaya yakın anlatı çıkarabileceği türden binalar. " (s.419)
- (...) " Saeki Hanım merak dolu gözlerle bana bakıyordu."Fakat zaman dediğimiz şey var olduğu sürece, herkes yaralar alır, herkes farklı hallere dönüşür.Er ya da geç" dedi. "
- (...) " Kedilerle konuşabilmeye de o sıralarda başlamıştı. Evde beslenen birçok kedi vardı ve o kediler, Nakata'nın en yakın arkadaşlarıydı. Başlangıçta tek tük sözcüklerle anlaşıyorlardı, ama Nakata bir yabancı dil öğrenir gibi sabırla o yetisini geliştirip sonunda uzun sohbetler yapabilir hale gelmişti. Nakata her fırsatta bir köşeye çekilip kedilerle sohbet ediyordu.Kediler doğada ve dünyadaki birçok gerçeği öğrettiler Nakata'ya. Aslında dünyanın nasıl bir yer olduğu hakkındaki bilgilerinin çoğunu kedilerden öğrenmişti. " (s.297)
- Ama kendi babanın bronz heykelinin olması tuhaf bir şey. Eğer senin babanın da Çigasaki istasyonu önündeki meydana bronz heykeli dikilmiş olsa tuhaf bir duyguya kapılmaz mıydın? Babam aslında kısa boyluydu ama bronz heykelde heybetli biri gibi görünüyordu. O gün bazı şeylerin göründüğü gibi olmadığını anlamıştım, henüz 5 yaşındaydım.
- Her konuda böyledir; en faydalı bilgi, deneyimleyerek ve bedelini ödeyerek edindiğindir.
- İnsanın, hiç tanımadığı birinin hatasını eleştirmesi çok kolay bir şeydi ve de kendini iyi hissettiriyordu.
- Anlamak dediğimiz, halihazırdaki yanlış anlamalarımızın bütününden başka bir şey değildir.
- Rüyadayken, bir şey ile diğeri arasında ayırım yapma gereği duyulmaz. Hem de hiç. Zaten baştan itibaren orada bir sınır çizgisi yoktur. Bu yüzden rüyada çarpışma diye bir şey neredeyse hiç olmaz, hadi oldu diyelim, bu durumda acı duyulmaz. Ama gerçek, farklıdır. Gerçek, dişini geçirir sana. Gerçek. Gerçek.