- Yoksa öfke, her nasıl oluyorsa, güce eşlik eden o bildik hayalet miydi? Örneğin zenginler çoğunlukla öfkelidirler, çünkü yoksulların onların servetine göz diktiğinden kuşkulanırlar.
- Hayat her iki cins için de ?kaldırımda ite kaka yürüyen kadınlarla erkeklere baktım? çetindi, zordu, sürekli bir mücadeleydi. Büyük cesaret ve güç gerektiriyordu. Belki de hepsinden önce, yanılsamaya eğilimli yaratıklar olduğumuz düşünülürse, insanın kendine güveni olmasını gerektiriyordu. Kendimize güvenimiz olmazsa beşikteki bebekler gibi oluruz. Ölçülemeyen, ama pek değerli olan bu niteliği el çabukluğuyla nasıl oluşturabiliriz? Başkalarının bizden daha aşağıda olduğunu düşünerek.
- Bütün bu yüzyıllar boyunca kadınlar, erkeği olduğundan iki kat büyük gösteren bir ayna görevi gördüler, büyülü bir aynaydı bu ve müthiş bir yansıtma gücü vardı. Böyle bir güç olmasaydı dünya hâlâ bataklık ve balta girmemiş ormanlardan ibaret olurdu. Savaşlarda zafer kazanıldığı duyulmazdı. Hâlâ geyiklerin iskeletleriyle kırık koyun kemiklerini birbirine sürter, çakmaktaşı verip koyun derisi ya da gelişmemiş zevkimizi hangi basit süs eşyası tatmin edecekse onu alırdık? Çar ve Kayzer ne taç giyerler, ne de tahttan inerlerdi. Uygar toplumlarda hangi işe yararlarsa yarasınlar, bütün şiddet ya da kahramanlık eylemlerinde aynalar gereklidir. İşte bu yüzden Napoléon da Mussolini de kadınların erkeklerden aşağı olduğunda bu kadar ısrarcıdırlar, eğer onlar aşağıda olmasalardı kendileri büyüyemezlerdi.
- Çünkü eğer kadın gerçeği söylemeye başlarsa aynadaki görüntü büzülür; erkek hayata uyum sağlayamaz olur. Kahvaltıda ve akşam yemeğinde kendini olduğundan bir kat daha büyük görmezse hükümler vermeye, vahşileri uygarlaştırmaya, yasalar koymaya, kitaplar yazmaya, süslenip ziyafetlerde nutuk çekmeye nasıl devam eder??
- Kömür işçisi ya da dadı olmak daha mı iyiydi; sekiz çocuk yetiştirmiş olan hizmetçi kadının değeri yüz bin pound kazanmış olan avukattan daha mı düşüktü?
- ...kendisi hakkında söylenenleri aşırı umursamak sanatçının doğasında vardır. Başkalarının fikirlerini mantıksızlık derecesinde umursamış olan insanların enkazıyla doludur edebiyat alanı.
- İsterseniz kitaplıklarınıza kilit vurun; ama zihnimin özgürlüğüne vurabileceğiniz ne bir kilit var ne de sürgü, ne de kapatabileceğiniz bir kapı.
- Kadınlar erkekler gibi yazsalardı ya da erkekler gibi yaşasalardı, onlar gibi görünselerdi çok yazık olurdu, dünyanın ne kadar geniş ve çeşitli olduğunu düşünürsek, iki cins bile pek yetersiz kaldığına göre sadece tek bir cinsle nasıl idare edebilirdik? Eğitim, benzerlikleri değil de farklılıkları meydana çıkarıp güçlendirmemeli mi?
- Lanet etmek için durursan, yolunu kaybedersin dedim ona; gülmek için durursan da. Tereddüt edersen ya da beceremezsen işin biter.
- Zihin kuşkusuz çok gizemli bir organ, diye düşündüm, başımı camdan içeri çekerken, ona ne çok güveniriz ama hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.