- İnsan doğası diye bir şey yok, başka bir deyişle her çağ diyalektik yasalara göre gelişir ve insanlar doğasına değil, çağlarına bağlıdırlar.
- Oysa isterdik ki hayatımız zorunlu bir şeye benzesin; bir heykelin, bir sanat eserinin yerleşik biçimini taşısın. İsterdik ki yöremizdeki dünya usla kurulmuş bir evren gibi duyursun kendini bize; var olmadan edemeyen, ama olduğu gibi de kalamayan bir evren olsun.
- İnsanın bir nedeni, bir temeli yoksa bu, kendi kendinin nedeni, kendi kendinin temeli olmasındandır.Eğer bırakılmışsa bu, tüm özgür olmasındandır.
- Özgürlük belli bir edim biçimine tutsak değildir:Özgürlük, varoluşun ördüğü kaçınılmaz, değişmez, ortaklaşa bir kumaştır.
- Giderek insan, Sartre'ın deyişiyle "nedensiz, zorunsuz, anlamsız bir varlık" haline geliyor. "Geçmişsiz, desteksiz, yapayalnız bir varlık."
- "Yaşamayı sevmediğim için ölüm benim baş dönmemdi." (s.150)
- "Dünya, söz haline gelmek için beni kullanıyordu." (s.169)
- "Bütün insanlardan yapılmış ve hepsi kadar değeri olan ve herkesin kendisi kadar değerli olduğu bir adam işte!" (s.197)
- "Bulmasaydın, aramazdın beni." (s.192)
- "Her zaman, evrenden çok kendimi suçlu bulmayı tercih ediyordum; ama iyi huyluluktan ötürü değil, her zaman kendi kendimin efendisi olmak için." (s.182)