- ??burada yalnız kendi adıma konuştuğumun altını çizmek isterim, diğer varoluşçuları da bu polemiğin içine çekmeğe edebim izin vermez. Bize neden karşısınız: Birincisi bir alman ve Nazi olan filozof olan Heidegger?den esinlenmiş olmamız. İkincisi; bizim varoluşçuluk adı altında mistisizmle korkunun propagandasını yaptığımız. Gençleri, aktiviteden alıkoyarak onları aristokrat bir umutsuzluk kültürüne alıştırarak mahvolmalarını sağlamak mı? Nihilizmi savunmuyor muyuz? Bunun kanıtı adını ?Varlık ve Hiçlik? koyduğum kitap değil mi? Nasıl olur da ?Hiç? diyebilirim? Hem de bu zamanlarda, savaşın henüz devam ettiği yıllarda?Açıkça söylüyorum: Saldırılarınız dürüst değil ve cahilce. Hakkında konuştuğunuz kitapların her hangi birini okuduğunuz bile kesin değil. Size bir günah keçisi lazım, çünkü siz sürekli kutsuyorsunuz, arada bir ısırmanız lazım?? S. 113-114
- ''Kimi zaman (pek sık değil), durumu gözden geçirir, bir kadına bağlandığınızı, kötü bir işe girdiğinizi fark edersiniz. Göz açıp kapayıncaya kadar sürer bu. Sonra geçit yeniden başar, saatleri ve günleri birbirine eklemeye koyulursunuz. Pazartesi, salı, çarşamba. 1924, 1925, 1926.''
- ??Açıkça gördüğüm bir şey var ki, deli değilim ve kendimi de deli sanmaya hiç niyetim yok.??
- ??Biz sadece üzerine ihtiras ve çıkar kalıpları yerleştirilmiş duygulara hizmet ederiz.??
- ?İnsan yalnız yaşadığı zaman anlatmanın ne demek olduğunu bilemez.''
- ??Artık özgür olmadığımı düşündüm.??
- ??Nesneler madem ki canlı değiller insanı etkilememeliler.??
- ??Cimrice acı çekiyordu. Mutluluktan yana da cimriydi. Kendi kendime, adamakıllı acı çekip umutsuzluğa dalmak istemiyor mu, diye soruyordum. Ama ne olursa olsun bu onun için imkansızdı. Bir kere takılıp kalmıştı.
- ?M.de Rollebon çok çirkindi. Kraliçe Marie Antoinette, onu ?sevgili maymunum? diye çağırmaktan çok hoşlanıyordu.
- Hiçbir şeyin asla kanıtlanamayacağına inanmaya başlıyorum.