- Açlığın acımasızlığı, beni kapıları çalmak gibi alçakca bir yola başvurmaya zorluyordu. Aynı zamanda yüzüme yaşamı açlıkla geçen saf bir gencin kaygı verici solgunluğunu yerleştirmeye çalışıyordum.
- "Neden daha önce göze almadın ?? diye sordu sertçe. ?İşim gücüm yokken? Açlıktan ölürken? Şimdi kimsem o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçı olarak aynı Martin Eden'dım; o zaman neden yapmadın ? Kafamı duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil, herkes için sordum. Görüyorsun değil mi, değişmedim ben. Gerçi bana biçilen kıymetteki gözle görülür ve ani artış nedeniyle bu konuda sürekli şüphelerimi gidermem gerekiyor ama değişmedim. Aynı kemiklerin üzerinde aynı ten, ellerimde aynı, ayaklarımda on parmak. Aynı adamım. Ne yeni bir erdem sahibi oldum ne de yeni bir gücüm var. Beynim, eski beyin. Edebiyatta veya felsefede yeni bir fikir ortaya atmadım. Kimse beni istemezken hangi kıymete sahipsem şimdi de öyleyim. Şu anda kafamı en çok kurcalayan şey beni neden istedikleri. Beni kendim olduğum için istiyor olamazlar çünkü hala eskiden istemedikleri kişiyim. Demek ki beni başka bir şey için, benim dışımda bir şey için, ben olmayan bir şey için istiyorlar! Sana bu şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi? Gördüğüm kabuldür bu. Halbuki o kabul ben değilim. İnsanların kafalarındaki bir şey o. Bir de kazandığım ve kazanacağım paralar için istiyorlar. Halbuki o para da ben değilim. Para bankada duran, herkesin cebinde olan bir şey. Sen de mi bunun için, kabul ve para için istiyorsun beni ?
- Erkeğin eşini öldürdüğü tek hayvan türü insandır. Syf;114
- Şimdi geriye bakarak düşünüyorum da insan yaşamı, insan yazgısı gerçekten çok küçük rastlantılara dayanıyor. Syf;101
- Birdenbire uygarlığın kucağından koparılarak ilkelliğin ortasına savrulmuştu.
- Demek bu işler böyleydi. Centilmenlik yoktu. Bir kere düşmeye gör, bitmiştin. Madem öyle, Buck da hiçbir zaman düşmemeye bakacaktı.
- Yani yaptığı şeyleri, onları yapmamaktan daha kolay olduğu için yapıyordu.
- Diğer insanlar gibi, onlar da Buck' ın hayatından bir daha girmemek üzere çıktılar.
- Bir şey yapmak istediklerinde, tabii ki iş hayatından bahsediyorum, zihinlerinde o şeyin doğru olduğuna dair dinsel, bilimsel veya felsefi bir kavram oluşmasını beklerler. Ancak ondan sonra yaparlar. Bu arada düşüncenin arzudan doğduğundan ve bunun insan zaaflarından biri olduğundan habersizdirler. Yaptıkları şey ne olursa olsun mutlaka bir gerekçesi vardır. Ahlak sorununu kendi kafalarına göre yorumlayan yüzeysel insanlardır bunlar. Yaptıkları şey yanlış bile olsa doğru bir sonuç çıkacağını savunurlar. En ilginç ve kendinden menkul vehimlerden biri, akıl ve etiklik açısından bütün insanlardan üstün oldukları hayalidir. İnsanlığın RIZKINI onların vermesi gerektiği yönündeki görüşleri de buradan kaynaklanır zaten. Syf;60
- "hayatı boyunca sevgiye hasret kalmıştı, doğası sevgiye açtı ama hiçbir zaman sevgiye ulaşamamış giderek katılaşmıştı. sadece sevginin nasıl ifade edildiğini görmüş, içi titremiş onun iyi, yüce ve harika bir şey olduğunu hissetmişti."