- Bir zaman biri çıkıp günün birinde Niklaus Usta'nın ona kendisiyle eşdeğer biri gözüyle bakacağını ve loncaya başvurup onun niçin ustalık diploması isteyeceğini söyleseydi, Goldmund dünyanın en mutlu insanı hissederdi kendini. Oysa şimdi bu mutluluk solmuş bir çiçekten farksızdı, kuru, yavan bir nesneye dönmüştü.
- Bir başkasının yaşamı konusunda yargıda bulunmak bana düşmez! Bir tek kendim, yalnızca kendim için bir yargıya varabilir, bir şeyi seçer ya da yadsıyabilirim.
- Dünyanın acı bir tadı vardı. Eziyeti yaşamak.
- " İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez." Ne anlamlı bir söz, değil mi? Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, suda değil. Ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil ! Evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur."
- Yazımızın doğuştan alnımıza yazıldığını, bundan kaçıp kurtulacağımızı biliyorken, yine de hepimiz can ve gönülden, yanıp tutuşarak seçim kuruntusuna, irade özgürlüğü hayaline sarılmaz mıyız ? Kendisine bir meslek, oturacağı bir yer, bir sevgili, bir nişanlı, hastalığı için bir hekim seçecek kimse, bu işi aynı rahatlıkla, hatta belki daha büyük bir başarı şansıyla rastlantıya bırakabilecekken, yine de bir sürü coşkuyu, bir sürü zahmeti, bir sürü tasa ve kaygıyı üstlenmiyor mu ?
- Amaçlarından hiçbirini paylaşmadığım, sevinçlerinden hiçbiri bana bir şey söylemeyen bir dünyanın ortasında bir bozkırkurdu ve sefil bir münzevi olmayıp ne yapacaktım ! Ne bir tiyatroda ne de bir sinemada uzun süre oturmaya katlanabiliyorum; elime bir gazete ya da çağdaş bir kitap alıp okuduğum seyrek oluyor. Tıklım tıklım trenler ve otellerde, bunaltıcı ve sırnaşık bir müziğin çaldığı hınca hınç kafeteryalarda, zarif ve lüks kentlerin barları ve varyetelerinde, dünyayı gezen sergilerde, geçit törenlerinde, bilgiye susamış kimseler için düzenlenen konferanslarda ve kocamana statlarda insanların aradığı nasıl bir haz, nasıl bir neşedir aklım almıyor bir türlü.
- Ve doğrusu dünya haklıysa, kafeteryalardaki bu müzik, bu kitlesel eğlenmeler, az şeyle yetinen bu Amerikalılaşmış bu insanlar haklıysalar, o zaman ben haksızım demektir, o zaman kaçık biriyim ben, o zaman sık sık kendime verdiğim isimle bir bozkırkurduyum, yolunu şaşırıp yabancı ve anlaşılmaz bir dünyada gözünü açan bir hayvanım, eski vatanının havası ve yiyeceği elinden çıkıp gitmiş bir hayvan.
- Herkesin yazgısı kendine göredir, hiçbir yazgı da kolay katlanılır gibi değildir.
- Güç insanını güç yıkar, para insanını para; köle ruhlu insanı başkalarına kulluk etme, zevk insanını zevk çökertir.
- Yalnızlık bağımsızlıktır, yalnızlığı arzulamış, uzun yıllar içinde onu ele geçirmiştim. Soğuktu bu yalnızlık, orası öyle, ama sessizdi, yıldızların içinde dolanıp durduğu uzay gibi harikulade sessiz ve büyük.