- Dünyanın, sanki kemiksiz bir lapa gibi, tutulacak yeri yoktur. Yaşananlar beynin içerisinde anı haline gelmeksizin pencerenin dışından geçip gidiverir.
- Ben hareket ediyorum. O sayede varım.
- Evet, buradayım, ama aynı zamanda değilim de. Aynı anda iki ayrı yerdeyim. Einstein?ın teorisine karşı, ama yapacak bir şey yok. Bir katilin çıplak hali budur işte.
- Bu dünyada boşluğu doldurulamayacak tek bir kişi bile yoktur. Ne kadar bilgili, ne kadar yetenekli olursa olsun, mutlaka bir yerlerde yerine geçecek bir kişi vardır.
- Sen sensin ve senden başka sen yok.
- Kelebeklerle arkadaş olabilmen için, önce doğanın bir parçası olman gerek. İnsan kokunu silip, sabırla bekleyerek, ağaç, ot ya da çiçek olduğuna inanacaksın. Zaman alır, ama karşı taraf bir kez razı olursa, sonrasında doğal olarak arkadaş olursun.
- Kelebekler her şeyden daha kırılgan, nahif canlılardır. Bir anda doğar, sınırlı ve çok az şey ister, sonra da sessizce kaybolup giderler.
- Bir yerlerde mutlaka son vardır. Yalnızca, ?Burası son? diye yazılı değildir.
- Deneyimleri devreye sokarak, gözlerini iyice açarsan, bir yerlerde o son kendiliğinden belirginleşiverir. ... Anlayamasan bile... ... Her halükârda orası sondur.
- Kitap okumuyordu, gazete okumuyordu, walkman dinlemiyordu; yalnızca sessizce oturmuş, iri kara gözleriyle karşısına bakıyordu. Hem bir şeye bakıyormuş gibi, hem de hiçbir şeye bakmıyormuş gibiydi. Hem bir şeyler düşünüyormuş gibi, hem de hiçbir şey düşünmüyormuş gibiydi. Uzaktan bakıldığında, özel bir malzemeden yapılmış, realist ellerden çıkmış bir heykel gibiydi.