- İntihar rakamlarının günümüz dünyasında bu denli yüksek olmasının başlıca nedeni hayatın zor ve insanların zayıf olması değil, insanların bir canlıyı öldürmeden insan olamayacakları gerçeğidir. Kişi böyle bir şartın varlığından bile haberdar değildir, ancak rahatsızlığını hissetmekte ve hareketini çok daha görünür unsurlara bağlayarak cinayetlerini işlemektedir. Sadece yaralayarak, sakatlayarak erişebileceği amaçlarına öldürerek ulaşmayı tercih eder. Başka bir canlının varlığına son veremeyecek olanlar da intihar yolunu seçer.
- '' Varsa bu dünyanın bir kepengi onu ben indireceğim ''
- "Her zaman yanındayım" diyen bir piç, gerçekte şunu HİSSEDİYORDUR: "Mezarına kadar gelir ve seninle gömülürüm." * * * Piçlerin geçmişleri onları hayatta tutacak kadar gösterişlidir. Sıradan bir insanın Gandhi'nin pasif direnişini kendisi dışında her şeye uyarladığı anda acımasızca derisini yüzen hayat, piçlere daha şefkatli davranır. Çünkü piçlerin geçmişlerinde doğum günü hediyeleri, yüksek aidatlı özel okullar ve içinde konuşmayı öğrendikleri doğru gramerli türkçeye sahip aileler vardır. Piçlerin hayat tarafından ezilip çamur haline getirilmesi sıradan insanların püreleşmesiyle karşılaştırıldığında daha uzun sürer. Ancak sonuç değişmez. Yaşamayı bırakmış her insan gibi piçler de diğer insanların ayakları altında er ya da geç çiğnenirler. Çünkü hayat tek taraflı sözleşme iptalinin cezasını tereddütsüz verir. ceza yaşıyormuş taklidi yapmaya mahkum olmaktır. Bir insanın tanıyabileceği en şiddetli acının kaynağıdır. müebbet hayat mahkumiyeti. Tek kaçışı ölüm olan bir hapishane. Piçler kaçmaktan korkanlardır. Ne evlerinden ne mahkum edildikleri hayatlardan kaçabilirler. Zamanın gardiyan olduğu hapishanede diğerlerinden hızlı davranıp kendilerine tecavüz eder ve çürürler. Çürüğe çıkmış insanlar olarak piçler sadece korkar ve konuşurlar. Dünya üzerinde sağır, dilsiz, kör, sakat piç yoktur. ÇÜNKÜ PİÇ OLMAK İÇİN SAĞLIKLI GÖZLERE SAHİP OLUP GÖRMEMEK, SAĞLIKLI KULAKLARA SAHİP OLUP DUYMAMAK, SAĞLIKLI BİR BEDENE SAHİP OLUP YAŞAMAMAK GEREKİR. Sadece mükemmel insan adayları piçe dönüşebilir. Çünkü çok mutsuz sonların birinci şartı çok mutlu başlangıçlardır
- ;)
- Evrenin şimdiki halı , geçmişinin sonucu ve geleceginin nedenidir. Herhangi bir zamanda , doğayı oluşturan bütün güçleri ve hareketlerini bilip , inceleyebilecek kadar geniş olan bir zihin ortaya çıkarsa , evrenin en hacimli nesnelerinden , atomlara kadar , her seyin hareketini açıklayan bir denklem kurulabilir. Bunun sonucunda soz konusu zihin icin , hiçbir şey gizli kalmayacak ve gecmis de gelecek de , şimdiki zaman kadar gözlerinizin önünde belirlenecektir .
- Olasılıklar dünya kadardı .Ama dünya en iyi olasılıktı. Milyarlarca olasılığın en iyisi . Oluşum zamanıyla , üzerindeki gazların birbiriyle etkileşim biçimi ve süresiyle , en iyi olasılık .
- İnsan uzayda var olan yalnız bir varlık olduğunu animsamadigi sürece sosyalleşmenin bedelini adsiz acilarla ödemeye devam edecek. Duyguların , düşüncelerin en büyük düşmanı olduğunu öğrenmedikçe , duyguların , sadece birer kelimeden ibaret olduğunu anlamadıkça , onların esiri olarak kalacaktır.Cunku duygular , insanın yalnızlığını reddedisiyle başlayan kurgunun sözlüğünde yer alır. Bu sözlükte her duygunun adı ve tanımı vardır. Önce adlar ve tanımlar ezberlenir, sonrada insan hissetigini sanır. Oysa insan bir dusuncedir. Ne bedene ne de bilinen uç boyuta sigabilecek yapidadir. Düşüncenin isik olduğunu anlayan insan ,sadece ışığın boyun eğdiği kurallarla var olması gerektiğini bilir. Işığın duyguları yoktur. Bilinen dünyevi kurallar , önemsiz ve sonradan kurgulanmistir. Kendini bedenden ibaret sananlar tarafından uydurulmus bir yasam biçimidir.
- Her şey yolundaymış gibi görünüyordu. Ve herkes görünene aldanmaya hazırdı. Çünkü görünene aldanmak, hayatı dayanılır kılmanın ilk şartıydı
- Kişinin benliğini kırmanın birinci şartı, sopalarla dövmek değil, sahip olduğu adı reddetmekti. Sonra da yeni bir ad koymak. Sahip, ad koyandı. Evcil hayvanına ad veren bir çocuk ya da sırf kendilerine göre doğuda diye koca bir coğrafyaya Doğu diyen ve bu adı orada yaşayanlara da kabul ettirmiş olan Amerikalı ya da Avrupalı gibi.
- İnsan uzayda var olan yalnız bir varlık olduğunu animsamadigi sürece sosyalleşmenin bedelini adsiz acilarla ödemeye devam edecek. Duyguların , düşüncelerin en büyük düşmanı olduğunu öğrenmedikçe , duyguların , sadece birer kelimeden ibaret olduğunu anlamadıkça , onların esiri olarak kalacaktır.Cunku duygular , insanın yalnızlığını reddedisiyle başlayan kurgunun sözlüğünde yer alır. Bu sözlükte her duygunun adı ve tanımı vardır. Önce adlar ve tanımlar ezberlenir, sonrada insan hissetigini sanır. Oysa insan bir dusuncedir. Ne bedene ne de bilinen uç boyuta sigabilecek yapidadir. Düşüncenin isik olduğunu anlayan insan ,sadece ışığın boyun eğdiği kurallarla var olması gerektiğini bilir. Işığın duyguları yoktur. Bilinen dünyevi kurallar , önemsiz ve sonradan kurgulanmistir. Kendini bedenden ibaret sananlar tarafından uydurulmus bir yasam biçimidir.