- Bir kağıdı en fazla yedi kez katlayabilirmiş insan. Annemle de katlandı bitti.
- Ve en büyük acının kendininkinin olduğunu düşünüyorsun.
Dünyadan haberi olmayan bütün gerizekalılar gibi. - Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z.
Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var.
O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.
Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar.
Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.
Senin ve benim gibi... - "Seni anlıyorum" demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada... var olan en sağlam zırh insan vücududur. İçindekileri en iyi saklayan kasa odur.
- Sen, cehennemin üzerinde kurulduğu arsanın hissedarı olacak kadar kötüsün.
Şeytan bu yüzden göz yumuyor yaptıklarına ve seni hayatta tutmaya çalışıyor, bütün oynadığın ölüm oyunlarına rağmen... Ölüp de onun yerine göz koymaman için. - "Tamam. Yazacağım. Ama bil ki,kan kaybeder gibi kelime kaybettim... Unutma, ölmekte olan bir zihni yeniden hayata çağırıyorsun."
- "O kadar iyimserdim ki, Pollyanna benim yanımda, uyuşturucu bağımlısı bir fahişe kalırdı."
- Ama kim kimi kurtarabimişti şimdiye kadar? Beni kim kurtaracaktı? "Kurtuluş" dedim. "Ankara'da bir mahalle." fazlası değil. Belki bir de Bob Marley'in en iyi şarkısı. Daha fazla düşünmeye gerek yok. Adı her yerde kendisi yok!
- Ama kim kimi kurtarabimişti şimdiye kadar? beni kim kurtaracaktı? "Kurtuluş" dedim. "Ankara'da bir mahalle." fazlası değil. Belki bir de Bob Marley'in en iyi şarkısı. daha fazla düşünmeye gerek yok. adı her yerde kendisi yok!
- Bir kıza aşık olmuştum. Onu görmek için altı saat yol almam gerekiyordu. Bir sabah, treni kaçırdım. Aşık olmaktan vazgeçtim.