- ...Gülümsedim, o da mutlaka gülümsedi ama ben göremedim. Çünkü yüzü siyah bir peçeyle kaplıydı ve sadece gözleri açıktaydı. Çünkü masallarda Açıl susam, Açıl! diyenler, gerçek hayatta Kapan Kadın Kapan! demişti. Dünyanın öyle bir yerindeydik ki erkeklerin her biri kendini Ali Baba sanıyor, geriye kalan herkesin de Kırk Haramiler olduğuna inanıyordu. Anlatıla anlatıla, masal gerçek olmuştu.
- Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım,, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki benim sana söyleyebileceğim tek şeydir...
- Madem ölmedik yaşayalım o zaman dedik.Ölümsüzüz biz ölene kadar.
- Hızlı yaşadım.Ama genç ölmekten çok hızlı yaşlandım.
- Ölmekten vazgeçtim.Çünkü ölürsem ve eğer yukarıda beni ödül ve ceza sisteminin bekliyorsa çok büyük kavgalar etmem gerekecek.
- Oksijenin kendisi uyuşturucu.Öyle bağımlısı olmuşuz ki birkaç dakikalık eksikliği öldürüyor.
- İnsanlığın ergenlik hali,bütün aptallığına rağmen, hayatı boyunca, özgür bir yaratığa en çok benzediği dönemdir...
- Ve herkes görünene aldanmaya hazırdı. Çünkü görünene aldanmak, hayatı dayanılır kılmanın ilk şartıydı...
- Aşk, siyaset, tıp, savaş. Bunların hepsi insanoğlunun boynuna taktığı aksesuardır.
- Tanıdıkları insanlara yeterince borçları vardı.Bir de hayata borçlanmak istemediler.Onun için aldıkları her nefesi geri verdiler.