- Çok şey gördüm
Beni yüzüstü gömün... - Evrenin şimdiki halı , geçmişinin sonucu ve geleceginin nedenidir. Herhangi bir zamanda , doğayı oluşturan bütün güçleri ve hareketlerini bilip , inceleyebilecek kadar geniş olan bir zihin ortaya çıkarsa , evrenin en hacimli nesnelerinden , atomlara kadar , her seyin hareketini açıklayan bir denklem kurulabilir. Bunun sonucunda soz konusu zihin icin , hiçbir şey gizli kalmayacak ve gecmis de gelecek de , şimdiki zaman kadar gözlerinizin önünde belirlenecektir .
- Olasılıklar dünya kadardı .Ama dünya en iyi olasılıktı. Milyarlarca olasılığın en iyisi . Oluşum zamanıyla , üzerindeki gazların birbiriyle etkileşim biçimi ve süresiyle , en iyi olasılık .
- İnsan uzayda var olan yalnız bir varlık olduğunu animsamadigi sürece sosyalleşmenin bedelini adsiz acilarla ödemeye devam edecek. Duyguların , düşüncelerin en büyük düşmanı olduğunu öğrenmedikçe , duyguların , sadece birer kelimeden ibaret olduğunu anlamadıkça , onların esiri olarak kalacaktır.Cunku duygular , insanın yalnızlığını reddedisiyle başlayan kurgunun sözlüğünde yer alır. Bu sözlükte her duygunun adı ve tanımı vardır. Önce adlar ve tanımlar ezberlenir, sonrada insan hissetigini sanır. Oysa insan bir dusuncedir. Ne bedene ne de bilinen uç boyuta sigabilecek yapidadir. Düşüncenin isik olduğunu anlayan insan ,sadece ışığın boyun eğdiği kurallarla var olması gerektiğini bilir. Işığın duyguları yoktur. Bilinen dünyevi kurallar , önemsiz ve sonradan kurgulanmistir. Kendini bedenden ibaret sananlar tarafından uydurulmus bir yasam biçimidir.
- "Yolculuğun tek heyecanı, aşçının yamağına sarkan birinin linciydi. Adamı dövüp bir depoya kapattılar. Tabii genç tecavüzcü yerde kıvranırken çevresinde oluşmuş ve tekme yağdıran zincirin halkalarından biri de bendim. Yanımdakilerin omuzlarına tutunarak birkaç tekme de ben fılattım, kendi kanında boğulmak için dua etmeye başlamış olan adamın kafasına. İki gün sonra unutuldu her şey. Ve aşçı yamağının kalçaları başkalarının da ilgisini çekmeye başladı. Bu sefer kimse linç girişiminde bulunmadı çünkü yamağı düzenlerin sayısı ahlakçılık oynayanlarınkini geçmişti. Kanıksanmıştı çocuğun kalçalarının lezzeti. Ama ilk hareketi yapıp dişleri paramparça olan adam, tabuyu yıkan kişi olarak, bütün insanların günahlarına karşılık çarmıha gerilmiş İsa gibi, yolculuk boyunca hücresinde tutuldu."
- "Ben hareketlerimin sonucu ne olur? diye soramıyorum kendime. Çünkü hesaplamayı bilmiyorum... Bir gün öldürüleceğime eminim. Bir gün sıkıntıdan ya da yorgunluktan karşı koymayarak beni öldürmelerine izin vereceğim. Doğal nedenlerle ölmeyecek kadar doğa düşmanıyım. Topraktan nefret ediyorum. Attığım her adımda bugüne kadar içine gömülmüş ve karışmış milyarlarca ölüyle. Birinin burnu, diğerinin ayakları. Bunların üzerine basarak gidiyor milyarlarca insan işine, okuluna. Hepimizin batığı yerde ceset var. Hepimizin altında bir ölü var. İnsanlık gömdüğü yakınlarının üzerinde yürüyor. İnsanlık ölümün üstünde duruyor. Koşuyor, spor yapıyor..."
- Doğu'da kızlar kadın doğar. Ecellerinden önce ölürler. İlk yemeği anasının memesinden gelen ve yediği çanağa tükürmekte sakınca görmeyen erkek, o kadar çok kadın gömer ki toprak bile artık dişidir. Bu yüzden toprak ana diye bilinir. Perilerin şanı buradan gelir. Diri diri gömüle gömüle toprağı bile kadın yapmışlardır. Bu yüzden verimsiz ve çoraktır. Buna da, kadının intikamı denir.
- Manzaradan değildi cam kenarını sevmesi. Yanında bir insan az olması demekti.
- Hem düşmanı gözetleyemedikten sonra gizlenmenin ne anlamı vardı.
- Demek ki insanların sokakta yürürken, günde en az bir kez de olsa umut kelimesini bir tabelada okumaya ihtiyaçları vardı.