- Kitaplarin da uluslar gibi kendi kaderlerini tayin etme haklari vardir.Bir kez yazarin ipinden kurtuldu mu alip basini gider,nereye gidecegi de bilinmez.Kafka'yi esas sinir eden şey belki de buydu.Kafesin biri kuş aramaya çiktiysa kitap aramaya niye çikmasin?
- Her insanı seven birileri bulunur çünkü, budur dünyada kalan son adalet kırıntısı. S. 23
- ... o an Hazreti Musa gelip sahneyi ortadan ikiye yarsa ve kavmiyle yürüyüp gitse, 'Çok güzel, sıradaki break dans grubunu seyredelim şimdi.' diyeceklerdi. S. 31
- Sevdiğiniz biri size hayallerini anlatmıyorsa onun rüyalarını yorumlamaktan başka seçenek kalmaz elinizde. S. 35
- Gerçek zannetmezseniz rüyaların ne anlamı kalır ki zaten. S. 36
- Markete gidip mayonez alamayacak kadar gerizekalıysanız, üç katı maliyetine evinizde üretebilirsiniz. S. 50
- Gözde Hoca benim kız arkadaşım olsaydı mesela, her gün öyle birkaç saat karşılıklı oturmak isterdim onunla, sessizce, özgürce bakabilirdim ona o zaman, derdim ki gerçekten bana hitap eden bir kız arkadaşım var, çok şanslı bir herifim. Bunu ona söylemezdim tabii, kadınlara böyle şeyler söylersen seni terk ederler. "Bana yeterince hitap etmiyorsun" demek gerekir kadınlara, "şişmansın az ye," demek gerekir kırk beş kilo bile olsalar, "bu aralar biraz yalnızlığa ihtiyacım var lütfen çok üstüme gelme," demek gerekir, "ama sen benim ideallerime mani oluyorsun buna hakkın yok," demek gerekir, "ne yapayım elimde değil annemi yine çok özledim," demek gerekir. O zaman sana aşık olurlar. Sende aşık olunacak bir şey kalmadığında, imkansız aşkı yaşamak için. S. 52
- Şu dijon hardalını uzatır mısın Mikropçum? Ben çocukken her sabah annem ekmeğin üstüne dijon hardalı sürüp verirdi bana. Böyle biraz buruk ve kekremsi bir tadı olurdu o güzel sabahların. O gün bu gündür sabahları dijon hardalı yemezsem işlerim rast gitmez. Sana da tavsiye ederim. S. 53
- Evlilik programını seyretmeye devam ediyorduk. Ümraniye'den bir kadın aradı amcayı, 'eğer evlenirlerse, adamın çocuklarıyla beraber mi yoksa yalnız mı oturacaklarını' sordu. Amca, iki katlı evinin müstakil olduğunu, kendisinin üst katta, çocuklarının alt katta oturduğunu söyledi dili döndüğünce. Bunun üzerine seyircilerden biri mikrofonu alıp 'Peki' dedi, 'evin girişleri ayrı mı yoksa ortak mı?' Akıl hastanesinden yeni salmışlardı soruyu soranı. Hepimiz delirdik, senin de artık içeride daha fazla durmanın manası kalmadı demişlerdi. S. 58
- İdeal telefon açılışı iki sefer çaldıktan hemen sonradır, iyi bir bilardo açılışından bile güzeldir bu. Mesela, hoşlandığın bir kız var diyelim, arıyorsun, iki sefer çaldıktan hemen sonra açarsa o telefonu, 'Akşama Özdilek Cinetime'a gitmeye ne dersin, Hızlı ve Öfkeli 5 gelmiş,' diyebilirsin rahatlıkla, tak diye dersin. 'Oradan da çıkıp Palmiye Kafe Bara'a gideriz, bir şeyler içeriz istersen' diye eklersin. Hiç, 'Senden hoşlanıyorum' demene, yüz yıl evvel olduğu gibi çıkma teklif etmene bin yıl evvel olduğu gibi sinsice karasevda çekmene gerek yoktur. Ama yok, pat diye açarsa telefonu o iş biter, uzun uzun çalıp açarsa o iş yine biter, uzun uzun çalıp açmazsa zaten hiç yaşama, git kendinden falan istifa et, başka birini görevlendirsinler yerine. S. 59