- Bir tartışmacı kendini kaptırmadan tartışırsa yalnızca tartışma konusunu düşünür ve okuyucu da o konuyu düşünmeden edemez. Kadınlar üzerine kendini duygularına kaptırmadan yazmış, savını doğrulayacak su götürmez açıklamalar ortaya koymuş ve sonucun şu değil ancak bu olmasını istediğini belli etmemiş olsaydı, kişi öfkelenmemiş olurdu. Kişi bezelyenin yeşil, kanaryanın sarı olması gerçeğini kabul ettiği gibi bu gerçeği de kabul ederdi. Peki,öyle olsun derdim.
- Çünkü kadınlar, sık sık büyük adamların yaşamlarında bir an görünüp hemen yeniden arka planda kaybolurlar, artlarında -buna giderek inanıyorum- bazen bir göz kırpma, bazen bir gülümseme, hatta belki bir damla gözyaşı bırakarak.
- Dünya erkeğe dediği gibi kadına da istersen yaz, beni hiç ilgilendirmiyor demiyordu. Dünya kaba bir kahkahayla, yazmak mı diyordu. Yazmak senin neyine?
- Gerçekte kişi birini suçlu tutmak isterse, bunların tümünden bir cinsi olduğu kadar öbürünü de suçlu tutabilir.
- Her şey şiddete dayalıydı. Çiçekler açar ve solardı. Güneş doğar ve batardı. Âşık sever ve giderdi.
- Ölümden hayata olan zorlu geçişi aşmamız için bir şiir nasıl da yardımcı olur.
- Onca zaman ve çaba harcadığımız kişinin elimizden tümüyle kayıp gittiğini ve kendini koyuverdiğini -bunun kanıtıda içini çekmesi, soluğunu tutması, yüzünün kızarması, benzinin solması, gözlerinin kâh lambalar gibi ışıl ışıl kâh şafak ışığı gibi solgun olması- görmekten daha rahatsız edici; gözlerimizin önünde yer alan bütün bu budalaca duygu gösterisini ve heyecanı, onlara yol açan şeyin -düşünceler ve imgelemin- hiçbir önemi olmadığını bilirken, seyretmekten daha aşağılayıcı ne olabilir?
- Değersiz bir halkayım ben, Hayatın yorgun zincirinde, Kutsal sözler söyledim, Ah, boşuna söyledin deme!
- Hava dünya için neyse hayaller de insan ruhu için odur. O yumuşak havayı dürüp kaldırın, bitkiler ölür, renkler solar. Üzerinde yürüdüğümüz zemin kavrulmuş kora döner. Kireçli toprağa basarız, sımsıcak parke taşları ayaklarımızı yakar. Gerçek, bizi öldürür. Hayat bir düştür. Uyanmak bizi öldürür.
- "Yaşamı ve ölümü vermek istiyorum, sağlığı ve çılgınlığı; toplum düzenini eleştirmek istiyorum, işler halinde, en yoğun biçiminde."