- İnsanlar gösterdiğiniz nedenlere,içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına ancak siz öldüğünüzde inanırlar.
- Şamarın çetin olduğunu bilirim; çünkü teninizden yüreğinize işleyen, gerçekte dudaklarınızı kana bulayan, beyninizi sarsan, bakışlarınızı bulandıran taşlaşmış elin değil; kırılan nazik gururunuzun acısıdır. Arsızlığı meslek edinmiş bizim gibi bahtsızlardan değilseniz eğer, özsaygınızın kökleri çürümüş, ihtiyar bir ağaç gibi çatırdağını işitirsiniz. Gülmekle ağlamak arasında rezil bir duygu, öldürücü bir hicap hissiyle müştereken hücum eder gücü çekilmiş bedeninize.
- Uygar dünya, kendi bünyesinde oluşturduğu o sahte cennetten, bir akbabanın kan bürümüş doymak bilmez gözleriyle bakar âleme. Nerede devrilmek üzere olan bir mağdur görse, tepesine binmek için müsait anı kollar. Bize merhametlerinden dolayı mı 'Hasta Adam' diyorlar sanırsınız? Parçalanmaya hazır bir av hükmünde olduğumuz ve ağızlarını sulandırdığımız için şimdi bu danışıklı yakınlıkları.
- "Her gün yeni bir şey öğreniyoruz Hünkâr'la ilgili." dedim. "Ama bu kadar müphem kalması yine kendi suçu. İnsan bu kadar gizler mi kendini, bu kadar soyutlar mı? Böyle yaparak düşmanlarının eline koz verdiğini biliyor, ancak yine de sahip olduğu büyük iradeye rağmen; yaşam tarzını değiştirecek kudreti kendinde bulamıyor. " "Buna ne derler biliyor musun delikanlı?" diye sordu Süreyya Bey. Gözleri yine yaşarmıştı. "Ne derler?" "Yalnızlık, derler evlat," dedi, "yalnızlık."
- "Bir filiz nasıl tohumdan doğarsa bir ananın mutluluğu da halkın mutluluğundan doğar. Halkın hayatından uzak kalan bir ananın hayatı yoktur." Cengiz Aytmatov (Toprak Ana)
- Allah aşkına söyleyin bana! Bu işin bir sırrı var mı? Yüzleştiğimiz tüm bu yıkımlara tahammülün sırrı nedir gerçekte?