- Ne sadrazamlar, ne vezirler Yedikule'de önce hapsedildi sonra başını verdi veya Sürgüne gönderildi. Ama tarihçesinin içerdiği en trajik vak'a Genç Osman'ın onun kulelerinden adı en Kötüye çıkmış olanındaki bir gecelik mahpusluğu ve akabinde şehadetidir. Ve bugün hala, içinde kesik başların, cesetlerin atıldığı rivayet olunan(rivayet tabii) kuyu dahil onun hiçbir köşesi, o penceresiz Hücre kadar karanlık değildir. Bir Parça Işık olsa duvarlarının gördükleri görülecek ama o da yok. "Bir şah-ı âli-şan iken Şâh-ı cihâna kıydılar"
- Ve Oscar Wilde. Hayatı bir hayli hafife aldı ama hayat Tarafından taşınamayacak kadar da ağırdı. En fazla Işık saçtığı anda düştü hapise, karanlık daha çok çöksün diye.
- "Tanrım beni aşkla yaraladın Ve yaram hala işliyor"
- Ama neticede arınma kalpte gerçekleşen bir şeydir ve her kalbin Anahtarı farklı yerlerdedir.
- Kan ancak kan getirir.
- Çünkü baba ile oğul arasındaki, bir yanıyla, ancak anne ile oğul arasındaki ile mukayese edilebilecek bir muhabbet ilişkisidir ama, bu metnin diğer ucu sadece iki Erkeğin bir araya gelmesiyle açığa çıkabilecek bir gerilime bakar. Geniş alanda gezinen bir yay. Kimi Şefkat ve muhabbet, kimi nefret. Ama her halukârda bir ibtila. Baba oğula, oğul Babasına mübtelâ.
- Çünkü o bir yandan özenilen bir yandan da aşılması gerekendir. Aşılması gerekiyor, öyleyse bir engel. Baba ile oğul arasındaki en düz okunuşuyla bir iktidar mücadelesidir çünkü.
- Baba oğulda geçmişini görürken oğul babasında geleceğini görmemektedir. Ama yine de her oğulun bir gün aynada göreceği babasının yüzünden başkası değildir.
- Baba bu dünyada kimlik demektir sorgular onun adıyla başlar kayıtlar onun adıyla düşülür. hüviyetler onun adı ile mühürlenir ama oğul da sürekliliktir. ama. kim bilir. belki de baba bu dünyadaki hüviyeti temsil etse de kimliğin muhakkaklığı hiç olmazsa teorik olarak sadece ve sadece annede bulunduğundan ve onun da tek sırdaşı Allah olduğundan. bu dünyanın bittiği yerde, ruh Rabbine geri dönerken ve beden toprağa verilirken oğul artık babasının değil annesinin ismiyle nida edilmektedir ve bu çok manalı bir şeydir.
- Gerekçesi yok ki aşkı, tertemiz yaratılmışlıklarıyla sadece hak edebilen doğuştan şanssızlar hep kaybederken, "Dünya'nın en güzel yüzünü bembeyaz bir yatağın üzerinde ağlatan"lar tutkuyla sevilenler olarak kalacaklar.