- Kaç insan yaraladınız? Kaç kere kendi kendinizi yaraladınız peki? Yaratıcı'dan kaç kere umudunuzu kestiniz? Kaç kere O'nun sizi unuttuğunu düşündünüz? İnsanın O'ndan her ümit kesişi kendi kendini yaralaması değil midir?
- Sessizlik. Susuyorum. Ne demeli, ne yapmalı? Nasıl direnmeli? Masumiyeti korumak en zoru. Direnmeli. Bir dayanak noktası bulmalı. Ama nasıl? Kur'an'dan yardım istemeli. İşte Taha Suresi.
- "Ben olumsuz duyguları yaşamaktan kaçınmaya çalışıyorum. Üzülmekten, acı çekmekten, kaygılanmaktan, mutsuz olmaktan ödüm kopuyor. Bu da beni hayat karşısında daha zayıf kılıyor."
- Annesi... oğulcuğunu tüm olumsuz duygulardan uzak tutmak isterdi. Kahverengi sadece mutlu olmalıydı. Ne güzel, değil mi? Yo, bu Allah'ın şefkatinden fazla şefkat etmek demekti. Özellikle annelerin düştüğü bir hataydı bu. Yaratıcı bile insanın acı çekmesine müsaade etmişken annelere ne oluyordu ki? Birçok anne sırf şefkat duygusunu bu şekilde kötüye kullanarak çocuklarına kim bilir hangi zararları vermişti?
- "İnsanı Allah yaratmadıysa, o niye yalnız Allah'a teslim olunca mutlu oluyor? İnsanı Allah yarattıysa, niye insan O'na isyan ediyor?" Blaise Pascal
- Zihnim maneviyata yabancılaşmış, aklım felsefede boğulmuş, fikrim gündelik siyasetlerle yorulmuş, kalbim dünya hayatı içinde sersem olmuştu.
- Dünya yüzünü çeviriyordu. Gitmekte olduğunu her an duyuruyordu. Ahiret yüzünü gösteriyor, varlığını haber veriyordu.
- Dünyadan kurtulmak ancak yine dünyadayken mümkündü. Sonsuzluk ancak dünyadayken kazanılabilirdi.
- Dünya batıp giden bir aydınlıktı. Geçiveren bir gölge, yıkılıveren bir direk. Meşakkatli bir yol. Görünüşü hoştu. Bu yüzden insanı helak ediyordu.
- İnsan ve kâinat iki kardeştir. İnsan kâinatın küçültülmüşü, kâinat da insanın büyütülmüşü. Aynı rahimde büyüyen iki kardeş gibi insan ve kâinat da aynı Yaratıcı tarafından yaratılmanın benzerliğini taşır üzerlerinde. Birinin diğerine yabancı gelir hiçbir yanı yoktur. Aynı elden çıkmış iki eser; birbirine aşina iki varlıktırlar.