- Gaflet işte. İnsanın kendisini unuttuğu, kendi gerçekliğinin üzerini örttüğü kaim perde.
- Zayıflığının, çaresizliğinin farkında oluşu, kendini muhtaç ve zayıf algılayışı ne kadar derindi. Ama endişe ve telaşlardan da o kadar uzaktı. Kaygılar ona çok ıraktı. Bir gün bunu, "İnsanın Yaratıcı karşısındaki acziyetinin verdiği emin olma hâli" diye açıklamıştı. "Her an, bütün kâinata sözü ve kudreti geçen Rabb'in azametini hissediyorum," demişti.
- "Yaşanacak her şeyin bir hikmeti vardır."
- O'nun "Secde et ve yaklaş!" deyişini bir kere daha düşünelim mi? Bak, şimdi fark ettim ben de birden. Rab, önce yaklaş, demiyor değil mi? Kalbinde secdeye varmak için ne bir yakınlık, ne bir istek, ne bir lezzet bekliyor senden. Tersine önce secde bekliyor. Sonra yakınlaşma geliyor dikkat ettiysen.
- Gökyüzünün alnına şebnem tanesi gibi damlamış ayı gördü. Bugün dolunay hâlindeydi ay. Rabb'inin sanatının güzelliği karşısında "Elhamdülillah" dedi, şükretti. Sanatkârın celali karşısında "Sübhanallah" deyip sanatını takdis etti. Sanatının mükemmelliği karşısında "Allahüekber" diyerek O'nu tazim etti.
- Öğle, günün kemale erdiği zamandır.
- İkindi vakti, insana kendi hayatının ikindi zamanını hatırlatır.
- Yüz, duyguların aynasıdır.
- "Bilinmesi gerekir ki, en kolay şeymiş gibi görünen şey, aslında en zor şeydir: Kendini bilmek." Edgar Morin
- İnsan, Rabb'inden her şeyi isteyebilir. O'na dua eder, hatta istekleri için yalvarır. Fiilî olarak durmadan çalışır. Ama neticeyi Rabb'inin iradesi ve hikmeti olarak görür. Her şeyi, her hâli bir nimet olarak görür. Olmazsa olmaz olan O'dur. İnsanın onsuz yapamayacağı şey, Rabb'inin rahmetidir. O'nun rahmeti de her an vardır ve ebedî olarak var olacaktır. O zaman, insan için her şey vardır.