- "KitapLarı tek tek parmakLarının aLtında hissetti.Sihir gibiydi. Bir avizeden yayıLan parLak ışık huzmeLeri gibi. Birkaç kez kitapLardan birini neredeyse yerinden çekecekti ama onLarı rahatsız etmeye cesareti yoktu. Çok mükemmeLLerdi."
- "Çünkü o, keLimeLer oLmadan bir kişinin ne kadar güçsüz oLabiLeceğini anLamıştı..."
- Görüyorsunuz işte. ÖLümün biLe duyguLarı var.
- Uyumamaya çaLışıyordum, çünkü uyandığımda orada karşıLaşabiLeceğim kişiden korkuyordum..
- "Beni kurtaran şeyLerden biri de oyaLanmak. Bu akLımı başımda tutuyor. Zamanın uzunLuğuna bağLı oLarak dayanmama yardımcı oLuyor."
- KeLimeLer. Neden var oLmak zorundaydıLar ki? OnLar oLmasa bunLarın hiçbiri yaşanmazdı..
- Kitap hırsızına güzellik ve zalimlik hakkında söylemek istediğim birçok şey vardı ama o şeyler hakkında ona zaten bilmediği ne söyleyebilirdim ki? İnsan türünün sürekli abarttığımı ve küçümsediğimi açıklamak istedim; nadiren gerçekten tartabildiğimi. Ona aynı şeyin nasıl hem o kadar çirkin hem de o kadar görkemli, kelimelerin nasıl hem o kadar lanetleyici hem de o kadar zekice olabildiğini sormak istedim. Ama ağzımdan bunların hiçbiri çıkmadı.
- "Dünyanın geri kalanı uyurken uyanık kalmanın büyüleyici bir tarafı vardı. Sanki onların bilmediği bir şeyi biliyormuşum gibi."
- Ama Liesel Meminger'i sevmişti. Sadece bunu gösterme şekli biraz tuhaftı. Belli aralıklarla ona tahta kaşıkla vurmayı ve hakaretler yağdırmayı da içeriyordu. (Rosa Huberman hakkında sf. 39)
- Yüze atılan bir kartopu, uzun ömürlü bir arkadaşlık için kesinlikle mükemmel bir başlangıçtır. sf. 53