- Bazen insanlar çok güzel oluyordu.
Görünüşleriyle değil.
Söyledikleriyle de değil.
Sadece varlıklarıyla. - Sadece bir HİÇ olduğunu kabul edenler sıradan değildir, geri kalanlar et yığınından oluşan insan kılığına bürünmüş ruhsuz yaratıklardır...
- Bir yeri soyuyor filan değildik.
Biz umutsuzduk.
Umutsuz, sefil ve başınızı sallamanıza neden olacak kadar acınası... - Belki kelimesi beni rahatsız etmeye başlamıştı çünkü hayatımda sabit olan tek şey belkilerin sonsuza dek benimle kalacak olmasıydı.
- Sonra gidip kendi yatağıma girer ve rüya görürdüm.
Gözlerim açıkken. - Sizden nefret eden bir çocuktan daha kötü tek şey, size aşık olan bir çocuk.
- Kaç kitaba dokunmuştu? Kaç kitabı hissetmişti?
Raflara doğru ilerleyip bu kez daha yavaşça ve elinin içiyle tekrar kitaplara dokundu; avuçlarının içinde her kitabın sırtının oluşturduğu engebeyi hissediyordu. Işıklı bir avizeden yayılan parlak huzmeler gibi büyülü bir histi, kusursuz bir güzellik karşısında duyulan his gibi. Birçok kere neredeyse yerinden çekip çıkaracaktı kitaplardan birini ama düzeni bozmaya cesaret edemedi. Fazla mükemmeldiler. - İnsanlar genellikle bir günün renklerini sadece gün başlarken ve sona ererken fark ediyorlar, ama benim için günün her anı, her dakikası değişen, iç içe geçen yığınla farklı renk tonu içeriyor. Tek bir saat bile binlerce değişik renkten oluşabilir. Mumsu sarılar, bulutsu maviler. Kasvetli karanlıklar.
- Senin gibi biri bütün o insanlar için o kadar şeyi yapabildiyse,belkî de herkes yapabilir.belki de herkes yapabileceklerinin ötesine geçebilir
- "Aptalların pek çok arkadaşı olduğunu fark etmiş miydiniz? Bu sadece bir gözlem."