- Aptalların pek çok arkadaşı olduğunu fark etmiş miydiniz? Bu sadece bir gözlem.
- Kaç kitaba dokunmuştu? Kaç kitabı hissetmişti?
Raflara doğru ilerleyip bu kez daha yavaşça ve elinin içiyle tekrar kitaplara dokundu; avuçlarının içinde her kitabın sırtının oluşturduğu engebeyi hissediyordu. Işıklı bir avizeden yayılan parlak huzmeler gibi büyülü bir histi, kusursuz bir güzellik karşısında duyulan his gibi. Birçok kere neredeyse yerinden çekip çıkaracaktı kitaplardan birini ama düzeni bozmaya cesaret edemedi. Fazla mükemmeldiler. - "Çocuklar, çoğu zaman hantal sersemlikteki yetişkinlerden çok daha kurnaz olabiliyor."
- Bir savaşçı galip gelebilir, ama bu her galip gelenin bir savaşçı olduğunu göstermez.
- Bana göre savaş, sizden imkansızı başarmanızı bekleyen yeni patronunuz gibidir. Omzunuzun tepesinde durup sürekli aynı şeyi tekrarlar: "Bitir, bitir." Dolayısıyla daha çok çalışırsınız. İşi bitirirsiniz. Ama patronunuz size teşekkür etmez ve daha fazlasını ister.
- Ve insanlar hayata beklediğimden daha uzun süre tutunur
Ölüm... - Caddenin her yerinde insanlar vardı ama boş olsa yabancı bundan daha yalnız olamazdı.
- -"Ben aptalın tekiyim."
-Hayır baba... Sadece bir insansın. - İnsanları hep en iyi ve en kötü durumlarında bulurum. Hem güzelliklerini hem çirkinliklerini görürüm ve ikisinin nasıl aynı yaratıkta olabildiğini merak ederim.
-Ölüm - Evet sık sık onu hatırlıyorum ve sayısız ceplerimden birinde tekrar tekrar anlatmak için onun hikayesini saklıyorum.
-Ölüm...