- Savaş elbette ki ölüm demekti ama bir zamanlar yakınınızda yaşayıp nefes alan biri olunca, kişinin ayaklarının altında yer sallanıyor gibi oluyordu.
- Nedendir bilinmez, ölen insanlar cevabını bildikleri sorular sorarlar. Belki de ölümleri böyle başlıyor.
- Caddenin her yerinde insanlar vardı ama boş olsa, Yabancı bundan daha yalnız olamazdı.
- Kelimeler. Neden var olmak zorundaydılar ki? Onlar olmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı. Kelimeler olmadan Führer bir hiçti. Topallayan esirler, teselli ihtiyacı veya bize kendimize daha iyi hissettirecek kelime oyunları olmazdı.
- ''Kendini cezalandırma,'' dediğini duyuyordu kadının ama ceza ve acı olacak, yanında mutluluk da gelecekti. Yazmak buydu.
- Görünüşe bakılırsa Ilsa Hermann o gün Liesel Meminger'e sadece bir defter vermemişti. Aynı zamanda bodrumda zaman geçirmesi için bir neden de vermişti; önce babasıyla, sonra MAx'le en sevdiği yer. Ona kendi kelimelerini yazmak için bir neden vermiş, aynı zamanda onu hayata döndüren şey olduğunu hatırlatmıştı.
- "Neden ben?" diye sordum Tanrıya. Bir şey söylemedi. Güldüm ve yıldızları izledim. Yaşamak güzeldi...
- "Bu sözcükler, adımlar olsun; çünkü gidecek çok yolum var."
- "Her yerde kitaplar vardı! Duvarların her birinde aşırı dolu ama kusursuz raflar yükseliyordu. Duvarın boyası bile görünmüyordu. Siyah, kırmızı, gri her renkte kitapların sırtlarında farklı tarzlarda ve büyüklüklerde yazılar vardı. Bu, Liesel Meminger?in hayatında gördüğü en güzel manzaraydı."
- "AsLında kitabın neyLe iLgiLi oLduğu önemsizdi. AsıL önemLi oLan, taşıdığı anLamdı..."