- Yürümeye devam ettim.
Bunu hiç yapmış mıydınız ?
Sadece yürümek.
Sadece yürümek ve nereye gittiğinizi bile bilmemek ?
İyi bir his değildi ama kötü de değildi. Kendimi kafeste gibi ve aynı zamanda da özgür hissediyordum; sanki kendimi iyi veya berbat hissetmeme izin vermeyen tek kişi benmişim gibi. Her zamanki gibi trafik etrafımda akıp gidiyor, hiçbir yere ait olmama duygumu güçlendiriyordu. Hiçbir şey sabit değildi. Her şey hareket ediyor, bir şeye dönüşüyordu. Tıpkı benim gibi. - İŞTE KÜÇÜK BİR GERÇEK
Öleceksiniz. - Başını kaldırıp baktı. Fısıltıyla konuştu.
"Bugün gökyüzü yumuşak, Max. Bulutlar çok yumuşak ve üzgün... ve..."
Uzaklara bakarak kollarını göğsünde kavuşturdu. Babasının savaşa gidişini düşündü ve paltosunun iki yanını vücudunun iki yanına bastırdı.
"Ve soğuk, Max. Çok soğuk..." - "İnsan, mutluluğu çalabilir miydi? Yoksa bu da aşağılık bir içsel insan hilesi miydi?" Sy.387
- "Bankayı soyan adam bu mu?" diye sordular.
"Evet."
"Emin misiniz?"
"Kesinlikle."
"Peki söyler misiniz, Bay Kennedy, bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?"
"Çünkü o çirkin serseriyi her yerde tanırım. Ayrıca, o gün kelepçeledikleri adamın ta kendisi."
Avukat bana tiksintiyle baktı ve açıkladı. "Üzgünüm Bay Kennedy, ancak her şeyin kitabına uygun şekilde ele alındığından emin olmak için bu soruları sormak zorundayız."
Başımla onayladım. "Elbette."
Yargıç araya girdi. "Ve şu çirkin serseriye gelince, Bay Kennedy, bu tür yorumları lütfen kendinize saklayın. Kendiniz de yağlıboya tablosu sayılmazsınız."
"Çok teşekkürler."
"Rica ederim" dedi yargıç gülümseyerek. - Yarı yarıya gölgelere gömülmüş ön basamaklarda oturduk. Ben gölgelerde, Tommy ise güneş ışığında oturuyordu. Gerçekten sembolik bir sahneydi.
- "Ve bir kez daha, bir fırsatın hemen diğerini getirdiğin, riskin daha fazla risk yarattığını, hayatın daha fazla hayat doğurduğunu ve ölümünde daha fazla ölüm demek olduğunu bana kanıtlayacaktı."
- " Neden ben? " diye sordum Tanrı'ya. Bir şey söylemedi. Güldüm ve yıldızları izledim. Yaşamak güzeldi...
- -Bazen insanlar çok güzel oluyordu.
-Görünüşleriyle değil.
-Söyledikleriyle değil.
-Sadece varlıklarıyla.... - ...Marv'la ilgili konuda emin değildim.
Onunla ilgili farklı hislerim vardı. Yaklaşıyor, sürekli yanından geçip gittiğim ama hiç farketmediğim bir yerde kalıyordu. Her gün görüyor olmalıydım ama görmekle bulmak arasında büyük bir fark vardı...