- Bu insanlar, zulme ve acıya duydukları hastalıklı sevgiyle, anılarının saf adaletiyle, modası geçmiş inançlarının mezarlığına gömülmüşlerdi. Eğer acı çekme olanağından yoksun kalacak olsalar, taze bir kış gününde bulutların gözden silinip gitmesi gibi onlar da yok olup gideceklerdi.
- Yaşam, ruhumdaki en iyi şeyleri inatla ve kabaca kemiriyor, yerine değersiz birtakım süprüntüler, saçmalıklar koyuyordu. Yaşamın bu gücüne karşı öfkeyle ve inatla direniyor, ötekilerle aynı ırmakta yüzüyordum. Ama su benim için daha soğuktu ve ötekiler gibi su üzerinde kolayca duramıyordum. Kimi anlarda dibe battığımı hissediyordum.
- Herkes ilk 'aşkından' söz ederken gösteriş yapmamaya, abartmamaya, kabalığa düşmemeye çalışırdı; bundan öyle nazikçe hüzünle sık sık söz ederlerdi ki, başlarından geçen en iyi olayın o olduğu hemen anlaşılırdı. Sanki bomboş yaşamlarını o iyi şeyle doldurmak isterlerdi.
- Ona nasıl davrandığımın önemi yoktu, o benim bir parçamdı, içimde bir yerlerde yaşıyordu.
- Aklımda ancak anısı kalacak, ama bu anı hep ama hep içimde değişmeden, yaşayacak, etten ve kandan yapılmış bedense değişerek yok olup gidecekti.
- "Her kızın sevdiği ya da beğenmediği şeyler vardır. Kimisi sevişmeyi, sever ama parayla pulla, ama küpeyle! Her kız büyüyüp büyükanne olur..."
- Toprak ağalarıyla köylüler birbirlerinden farklıdır derler. Bu doğru değildir. Biz de onlardanız ama yalnızca daha aşağıdayız. Hiç kuşkusuz, bir beyzade kitaplardan öğrenir, biz ise itile katıla, dayak yiyerek öğreniriz. Bir beyzadenin kıçı bizimkinden beyazdır, aramızdaki fark bu kadarcıktır. Hayır, dünyayı değiştirme zamanı gelmiştir, yalan yanlış kitaplarla olmaz bu iş. Herkes kim olduğunu kendine sormalıdır. Ve başkalarından neyim eksik, ben de insanım diye yanıt vermelidir. Bir patron nedir? Oda benim gibi bir insan! Tanrı birkaç kapik daha fazla umduğu için patrona farklı davranacak değil, günahlarımızı öderken hepimiz eşitiz.
- Yaşam sonbaharda bir ormana benziyordu. Mantar toplama zamanı çoktan geçmişti, ormanda yapılacak hiçbir şey yoktu.
- Bütün bu iğrenç şeyleri niçin anlatıyorum, ne gereği var diye sorabilirsiniz? Bilesiniz diye sayın baylarım! Bunlar geçip gitmiş olaylar değildir, hala süregelen olaylardır. Biliyorum siz iyi uydurulmuş dehşet sahnelerinden hoşlanırsınız, düş ürünü korkunç öykülerle duygularınızın gıdıklanması hoşunuza gider! Ama ben korkunç gerçek olaylar biliyorum, bunlar günlük yaşamın tüyler ürpertici olayları! Nasıl ve hangi dünyada yaşadığınızı anımsamanız için, o olaylara ilişkin öykülerle sizi şoke etme hakkımı kullanıyorum.
- Daima aşk içinde, daima aşık olarak yaşa! İnan bana, dünyada bundan daha iyi, daha güzel hiç bir şey icat edilmemiştir!