- Kararı halk verir. Onunla birlikte her şey başarılabilir. Yalnız, onu bilinçlendirmek gerek, çünkü bilincini geliştirecek özgürlüğe sahip değildir.
- Dünyadaki bütün halkların kutsal davası olan özgürlük için sonsuz savaşım, gittikçe artan bir ışıkla aydınlanıyordu. Karanlık, kanlı bir perde arkasında kalan uzak bir geçmişte, bilinmeyen başka ülkelerde, herkes kendi isteklerinden, düşüncelerinden bir şeyler buluyordu. Gönlüyle, kafasıyla dünyanın bir parçası haline geliyordu. Bu dünyada dostlar görüyordu. Ve bu dostlar çoktandır tek vücut halinde, azimle, yeryüzünde adaleti kurmaya karar vermişler, kararlarını sayısız acılarla kutsallaştırmışlar, sevinçli, neşeli, yeni bir aydınlık yaşantı yaratmak için kendi kanlarını cömertçe akıtmışlardı. Bütün insanlar arasında manevi akrabalık duygusu gittikçe büyüyordu içlerinde. Her şeyi anlamaya, her şeyi birleştirmeye can atan yeni bir yürek doğuyordu yeryüzünde.
- Halk bir kıyıya itilmiş, küçültülmüş, çürümeye bırakılmış. Gelgelelim kabul etmiyor bu durumu. Beni niye bir köşeye atıyorlar? diye düşünüyor. Soruyor kendi kendine. Her şeyden bol bol varken niye açım? Her yerde bunca akıl varken niye aptal ve cahilim ben? Zengin yoksul ayrımı yapmaksızın tüm insanları seven, koruyan Tanrı hani nerede? Evet, soruyor, soruyor ve sürdüğü hayata başkaldırıyor. Kendi kendini düşünmezse haksızlığın kendisini boğacağını duyuyor.
- İyi bir insan için yaşamak zor, ölmek kolay.
- Dudaklar ölür, ama sözler yaşar, ve sağ kalanların yüreğinde sonsuza dek yaşayacaktır da!
- Zor bir hayat yaşayanlar, sefaletten ezilenler, haklarından mahrum olanlar, zenginlerin ve onların uşaklarının kölesi olanlar, hepsi kendileri için hapislerde çürüyenleri işkenceye, ölüme gidenleri takip etmelidirler. Onlar hiç bir şahsi çıkar gözetmeksizin herkes için mutluluk yolunun nerede olduğunu gösteriyorlar, bunun çileli bir yol olduğunu açıkça söylüyorlar. Onlar hiç kimseyi zorla sürüklemezler, ama bir kere onların saflarında yer aldınız mı, artık ayrılmazsınız, çünkü haklı olduklarını, bu yolun en iyi yol olduğunu, başka yol olmadığını görürsünüz.
- Onlar ufak tefek sonuçlar elde edince barışa yanaşanlardan değiller. Bütün yalancıları, kötüleri, açgözlüleri yenmedikçe durmayacaklar. Halk tek can halinde birleşmedikçe, tek ses halinde 'efendi benim, herkes için eşit kanunları ben kendim yapacağım!' demedikçe, kollarını kavuşturup oturmayacaklar!...
- Biz sosyalistiz. Bu demektir ki biz, insanları birbirlerinden ayıran, birbiri aleyhinde silahlandıran, birbiriyle çatıştıran, amansız bir çıkar karşıtlığı yaratan, bu karşıtlığı gizlemek ya da haklı göstermek için yalana başvuran, bütün insanları yalan, ikiyüzlülük ve kinle yozlaştıran kişisel çıkarlara karşıyız. Biz diyoruz ki: İnsanı, zenginleştirmek için bir alet olarak gören bir toplum, insanlığa karşıdır, bize düşmandır. Onun ikiyüzlü ve yalancı ahlakını kabul edemeyiz. İnsanın kişiliğine karşı gösterdiği edepsizlik ve gaddarlık bizi tiksindiriyor. Böyle bir toplum tarafından insanın bedenen ve ruhen köleleştirmesinin bütün biçimlerine karşı servet tutkusuyla ezilmesine karşı, savaşmak istiyoruz ve savaşacağız da. Dev makinelerden tutun, çocukların oyuncaklarına dek, her şeyi biz işçiler yaratırız, ama insanlık onurumuzu korumak için mücadele etmek hakkından yoksunuz. Herkes, amacına erişmek için bizi alet olarak kullanma ayrıcalığını tanır kendisine. Şimdi biz, zamanla tüm iktidarı halka devredebilmek için gerekli özgürlüğe kavuşmak istiyoruz. Çalışmak, herkes için mecburi olmalıdır. Görüyorsunuz ki isyancı değiliz biz.
- Biz devrimciyiz. Ve birtakım kimseler sadece buyruk verdikçe, kimileri ise sadece çalıştıkça, devrimci kalacağız. Sizin çıkarlarını korumakla görevli olduğunuz düzene karşı savaşmaktayız. Bu düzenin de, sizin de uzlaşmak düşmanıyız biz; ancak sizleri yendikten sonra barışabiliriz. Ve yeneceğiz sizleri! Çıkarlarını savunduğunuz kesimler sandıkları kadar güçlü olmaktan çok uzaktırlar. Köleleştirdikleri milyonlarca insanı feda ederek biriktirip korudukları bu servetler, yani bize egemen olmalarını sağlayan bu güç, kendi aralarında da düşmanlık, karşıtlık ve çekişmeler yaratmakta, onları hem maddi, hem manevi bakımdan gerektirir. Ve gerçekten de efendilerimiz olan sizler, topunuz bizden daha fazla kölesiniz. Sizin kafalarınız tutsaktır, bizim içten özgür olmamıza kimse engel olamaz. Bize verdiğiniz zehirler, istemeyerek bilincimize akıttığımız panzehirlerden daha küçsüzdür. Bu bilinç durmaksızın büyüyüp gelişiyor, gitgide alevleniyor, üyesi bulunduğunuz sınıfta bile en iyi, manen sağlıklı ne varsa ardından sürüklüyor. Bakınız, daha şimdiden sizi gücünüz adına ideolojik mücadele yürütebilecek hiç kimseniz kalmamıştır. Tarihsel adaletin şamarına karşı sizi koruyabilecek tüm delilleri tüketmiş durumdasınız artık. Fikir alanında hiç bir yeni şey yaratamazsınız, kafaca kısırlaşmışsınızdır. Oysa bizim fikirlerimiz boy atıyor, her an daha parlak bir ışık saçıyor, halk yığınları arasında yayılıyor ve onları özgürlük savaşına hazırlıyor. İşçi sınıfının büyük rolünün bilinci tüm işçileri bir can halinde birleştiriyor. Yaşamın yenilenmesi sürecini gaddarlık ve edepsizlikten başka hiçbir şey durduramaz. Şu var ki edepsizlik apaçık ortada, gaddarlık ise sinirlendirir. Bugün bizi boğan eller yakında bizim ellerimizi sıkacaklar kardeşçe. Sizdeki enerji, altını çoğaltmaya yönelik mekanik enerjidir, birbirini yok etmeye mahkum gruplar halinde birleştirir sizleri. Bizim enerjimiz, işçiler arasındaki dayanışma bilincinin canlı gücüdür. Sizin yaptığınız bütün işler cinayettir, çünkü amacınız insanları köleleştirmekten başka bir şey değil. Bizim çabamız, yalancılığınızın, kininizin, açgözlülüğünüzün yaratmış olduğu ve halkı korkutmak için kullandığınız umacılardan kurtaracaktır dünyayı.
- Benim anladığım şu ki, yeryüzünün çocukları hareket halindeler. Tüm dünyada, her yönden aynı hedefe doğru yürüyorlar... En yüce gönüller, en namuslu kafalar, kararlı adımlarla kötü olan her şeyin üstüne yürüyorlar, yalanı çiğneyip geçiyorlar. Gençler, sağlam gençler, dizginlenmez güçlerini bir tek hedef için kullanıyorlar. Dünyadaki felaketleri yok etmek için silaha sarılmışlar. Bayağılıkları, çirkinleri yenmek için savaşıyorlar. Ve zafer onların olacaktır. "Yeni bir güneş yakacağız!" demişti bana onlardan biri, yakacaklar! "Bütün kırık yürekleri bir tek yürek halinde birleştireceğiz!" demişti. Başaracaklar bunu!