- Bugün çalışıyor, yiyorlar; yarın aynı şey; ve ömürlerinin her günü böyle geçer: çalışmak, yemek. Arada, çocuk dünyaya getirirler. Önce eğlence olur bu. Gelgelelim çocuklar da çok yemeye başladılar mı, ana babalar kızarlar, onları hırpalamaya başlarlar: çabuk olun, bir an önce büyüyün, pisboğazlar, büyüyün ki çalışasınız! diye sıkıştırırlar. Yavrularını evcil hayvanlar haline getirmek isterler. Ama çocuklar da kendi mideleri için çalışmaya koyulurlar, bir kürek mahkumu prangasını nasıl sürüklerse onlar da yoksul yaşantılarını öyle sürdürürler! Aklının zincirlerini koparan kimseler gerçek insanlardır.
- Önce kafaları silahlandırmalıyız, sonra elleri.
- En şen şakrak insanlar en çok acı çekenlerdir...
- Onlara zulmediyorlar, ter döktürüyorlar, eziyorlar, birine öbürünün eliyle vurduruyorlar. Onları tüfek, cop, kaldırım taşı haline getirmişler, sonra da: bu devlettir! diyorlar...
- Ağlamayın, lütfen ağlamayın Pelake ana... Başka türlü yaşayamazdınız ki. İnsanların kötü yaşadıklarını biliyorsunuz. Daha nice insanlar var yeryüzünde sizden daha yetenekli ama affedersiniz, hayvan gibi yaşıyorlar. Kazandıklarıyla övünüyorlar. Hayatta her şey para kazanmak kadar ve onu harcamak kadar basit mi sizce? Çocuklarına da aynı yolda yürümeleri için baskı yaparlar. Kendileri gibi hayvan yetiştirirler yani. Çocuklarda durmaz sürekli midelerini doldurmak için çalışırlar. Ruhları ne bir zevk, ne bir sevinç duyar. Bazıları fakirler gibi dilenirler, bazıları ise başkalarının mallarını çalarak sürdürürler hayatlarını. Kanunlar da haince yapılmıştır. Halkın başına memur diye eli sopalı insanları koymuşlar. Memurlara herkesi bu kurallara uydurma emri vermişler.
- Bazen kalbimde öyle duygular uyanır ki, nereye gitsem bütün insanları gerçek arkadaş ve adalet duygusuyla yürekli kavrulan ateşli insanlar olarak görürüm. Hepsi iyi, hepsi neşeli ve hepsi cömert ve yumuşak gözümde... Kimsenin kimseye ihtiyacı yoktur ve komşusunun mutluluğu kıskanmaz hiç bir aile..Bütün dünyanın ahenk içinde yaşadığı bir dönem düşünürüm... Herkes aynı mutluluk şarkısını söylüyor dünyada...Böyle bir hayatın varlığı ne kadar güzel olur değil mi?
- Bir zaman gelecek bütün insanlar birbirlerine iyilikle bakacak, kimse kimsenin kuyusunu kazmayacak ve özgür insanlar dünyayı kirden arındıracaklar.
- İşte hayat böyle...İnsanlar birbirlerine saldırmaya başladı... Herkes birbirini boğazlıyor artık.Bizim karşımızda olanlar düşmandır ama önce insandır. Onlarda bizim gibi çalışıyorlar ve onlara da bize baktıkları gibi bakıyorlar. İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne. İşte asıl cinayet bu.. Hem de utanılacak bir cinayet.
- İnsanların şu anda içinde bulundukları felaket, yeryüzünde özgür insan sayısının az olmasından kaynaklanıyor.
- "Bu bir cinayet, Ana! Milyonlarca insanın öldürülmesi, ruhların katli... Anlıyor musun? Ruhu öldürüyorlar. Bizlerle onlar arasındaki farkı görüyorsun: Bizden biri bir insana vurdu mu, utanıyor, acı çekiyor, özellikle tiksinti duyuyor! Oysa ötekiler, acımadan, kılları kıpırdamadan, rahatlıkla binlerce kişiyi öldürüyorlar, zevkle öldürüyorlar! Kendilerini insanlara egemen kılma imkanını sağlayan parayı, altını, önemsiz kağıt parçalarını, bir sürü ıvırzıvırı korumak için boğuyorlar. Düşün bir kez: Kendilerini savunmak, korumak için değil, varlık aşkına yapıyorlar. İçerden değil, dışardan sakınıyorlar."