- "Mutlu edemediğimiz mutlu insanlar görüyoruz, dayanılmaz olan bu."
- "Öfkeli ruhumu sıklıkla onunla yarıştırıyorum, zira bu yürek kadar günü gününe uymayanı, buyürek kadar kararsızını görmüş olamazsın."
- Eşit olmadığımızı ve olamayacağımızı biliyorum; ama bence, saygınlık bulmak için, sözde ayaktakımından uzak durması gerektiğini sananla, yenilmekten korktuğu için düşmandan kaçan alçak arasında bir ayrım yok.
- Elbette, her şeyi kendimizle ve kendimizi de her şeyle karşılaştıran bir yapıya sahip olduğumuz için, mutluluk ve felâket de, birlikte olduğumuz şeylerdedir, bunda da yalnızlıktan daha tehlikeli bir şey yok.
- İnsanlar, kendilerini de, başkalarını da zora koşuyorlar; ama , dedi, insan, dağı aşması gereken bir yolcu gibi yüksünüyor; elbette, dağ olmasa, yol çok daha rahat ve kısa olur; ama bir kere var, öyleyse aşmak gerek!
- Ağaran gecenin yıldızı, ne güzel titriyorsun batıda, ışıyan başını bulutundan çıkarıyorsun, tepeye doğru ağırdan geziniyorsun. Fundalıkta nereye bakıyorsun? Fırtınalı rüzgârlar dindi; uzaktan derenin mırıltısı geliyor; çağıldayan dalgalar kayalarla oynuyor uzakta; akşam sineklerinin vızıltısı sürüyle uçuşuyor tarlanın üstünde. Nereye bakıyorsun, güzel ışık? Ama gülümseyip gidiyorsun, dalgalar sevinçle sarıp seni, şirin saçını yuğuyor. Elveda, huzurlu ışın.
- Üzüntü; beni hiç bir insanın kulağı duymasa da ben gönülleri sızlatırım. Şekil değiştirerek insanları zorlarım. İnsanlar tarafından hiç aranmadığı halde çok sık rastalanan, lanetlendiği kadar da okşanan ve korkunç bir yoldaşım ben! Siz hala üzüntüyü tanımıyor musunuz?
- Üzüntü; beni hiç bir insanın kulağı duymasa da ben gönülleri sızlatırım. Şekil değiştirerek insanları zorlarım. İnsanlar tarafından hiç aranmadığı halde çok sık rastlanan, lanetlendiği kadar da okşanan ve korkunç bir yoldaşım ben! Siz hala üzüntüyü tanımıyor musunuz?
- ''Aydınlıklarda bir şeyler bulmak bir şey anlatmaz. Çünkü sırlar karanlığın bağrındadır.''
- Faydalanılmayan mal, ağır bir yüktür.