- Sevgili Wilhelm, epeyce düşündüm bu arada: Bir yanda insanın içindeki yayılma, yeni buluşlar yapma ve öteye beriye devinme itkisi; öte yanda sınırlamalara gönüllü olarak boyun eğme, alışkanlığın raylarında devam etme ve sağıyla soluyla ilgilenmeme konusundaki içsel güdü var.
- Evet, yeryüzünde bir gezginim yalnızca, bir yolcu! Sizler bunun ötesinde misiniz sanki?
- Yerinde duramayan bir gezgin bile sonunda vatanını özler ve kulübesinde, eşinin koynunda, çocuklarının arasında, hepsine ekmek bulma uğraşısında dünyanın enginlerinde boşuna aradığı sevinci bulur.
- Kendi yetiştirdiği lahanayı masasına koyan ve yalnızca lahananın değil, sebzeyi toprağa diktiği sabahın, onu suladığı ve gittikçe gelişmesinden sevinç duyduğu günlerin, hepsinin tek bir anda tadını çıkaran bir insanın yalın, suçsuz coşkunluğunu yüreğimde duyumsayabildiğim için o denli mutluyum ki!
- Ne kadar acayip bir durum; insan neyi bilmezse ona ihtiyacı oluyor ve neyi bilirse onu kullanmıyor.
- Şeytan, halkın yakasına yapışsa bile halk onun farkında olmaz.
- İki kişinin birbirini daha çok sevmesi isteniyorsa, onları ara sıra birbirinden ayırmak gerekir.
- Rahat, akıllı insanın, mutsuzun halini görmesi boşuna, onu iknaya çalışması boşuna! Tıpkı hastanın yatağı başında duran sağlıklı kişinin, ona kendi gücünden bir damla bile aktaramaması gibi.
- Aklımı ve yeteneklerimi beğeniyor, oysa her şeyin kaynağı yürektir:
tüm gücün, tüm mutluluğun, tüm kederin.
Benim bildiklerimi herkes bilebilir,
ama yüreğimdir yalnızca bana ait olan. - O gün bugündür güneş, ay ve yıldızları kendi hallerine bıraktım;
onlar işlerine bakıyorlar; ne gündüz ne gece olduğunun farkındayım artık
ve bütün dünya çevremde kaybolup gidiyor.
Artık güneş, ay ve yıldızlar istedikleri gibi dolaşabilirler.
Çünkü ben artık ne zaman gündüz, ne zaman gecedir bilemiyorum,
gözüm artık hiçbir şey görmüyor.