- Eğer yaşayanlardan biri Ölüm'in kalbini yumuşatıp onu ağlatır ya da güldürürse, canı bağışlanacaktı. Gerçekten de ağlayan ya da gülen maskeler takan kadim Yunan tiyatro oyuncuları gibi, Ölüm'ün yüzü de adeta bir maskeye benziyordu. Fakat bu yüz, ağlamamak ve gülmemek için mühürlenmiş gibiydi.
- Her insan bilmediği şeyden korkar. Korkusunu yenmek için bilmek ister. Fakat bilmesi için araması gerekir. İşte, din de bu arayış değil midir? Bununla birlikte, eğer insan bir şeyi arıyorsa,onu bulmuş ve ona kavuşmuş da değildir. Kavuşamadığı şeye erişmek için can atar. Eh! Bu da aşktır işte!
- Arayış bitince, aranan şey artık bir kez bulunduğu için, korku da aşk da biter.
- ''... ve gülümseyen herkes cennete bakıyor demektir.''
- ''Edebi bir uykuda, edebi bir düşler vardır. Cennet, düşlerin olduğu yerde değil midir? Sadece, bir düş bitip diğeri başlayacak işte.'' Ölüm ise ona, ''Ama bu uykudan asla uyanamayacaksın '' dedi. ''Asla sabah olmayacak, asla güneş doğmayacak, gözlerin asla açılmayacak.'' İhtiyar ise, ''Cenneti görmemiz için gözlerimizi açmamız değil, belki de kapamamız gerekir.'' diye cevap verdi.
- Ben, hikayelerin bir sonu olması gerektiğine inananlardanım. Hayat da bana kalırsa böyle.
- Evet, çocukluk, cennetin tâ kendisiydi ve cennet de seyredilmeye değerdi.
- Pencereden ayışığı sızıyor ve küçük kızın yüzünü aydınlatıyordu. Cenneti görmek için aslında bu kadar ışık bile yetmez miydi?
- Hüüüüüüüüüüüüüüüp! Jjjjjjjjjjjjjjjjt! Nah-ha!
- Kadınlar kavga etmezdi ama büyün kavgalar kadınlar içindi, medeniyeti kadınlar kurmamıştı ama medeniyet kadınlar için kurulmuştu.