- Cebinde bir kibrit olduğu takdirde bütün Dersaadet'i o saat yakabilecek tıynette olan velet o kadar yaramazdı ki, rivayet doğruysa çocuğun içine Şeytan girdiğine hükmedip bir şeytan kovucu çağırmışlar, gelen din adamı ayini başlatmış, ancak çocuğun ağzından o korkunç sesiyle konuşan Şeytan, "Bu yaramazın bedenindeyken çektiğim ıstırabı bir ben bilirim bir de Allah, fırsat verse çekip gideceğim ama çocuk beni bırakmıyor. Ben onu değil de o beni tutuyor. Ne olur beni ondan kovmak yerine onu benden kovun!" diye sızlanmıştı.
- "Yoh gafye yap! Yoh derliğimi gedir! Dümbüh! Gebeşaki! yoh dalgayı ayarla! Yok gazana gömür at! Yoh uyuma! Yoh galhma! hıyarağa! Yoh yimeği pişir Yoh helaya su döh! Yoh odanın dozunu al! Ibına!"
- (...) vakür ve izzet-i nefsine düşkün görünen bu hekim hastasına başını kaldırıp bakmaya bile tenezzül etmedi. Çünkü Sorbon'da dirsek çürütüp tam 12 sene tıp tahsil etmiş, her biri birer allâme olan hocalarca tedip ve terbiye edilmiş, ciltlerce kitabı sular seller gibi hıfz edip tıp ilmine vukuf hasıl etmişti. Bu haliyle, hele hele Dersaadet gibi bir yerde tek olunca, burnunun büyümesi kaçınılmazdı. İlminde derya gibi olduğundan, müşterilerini bir iç dünyaya sahip, şahsiyeti ve umutları ve en önemlisi bir ruhu olan insanlar gibi değil de, kendisine para ödeyecek bedenler olarak görmeyi huy edinmişti. Bu bedenelrin canlı olmasını elbette tercih ederdi. Çünkü ölüler para ödeyemezlerdi. İşte bu yüzden Jak Karako, İhsan Sait'in hüviyetine değil mahiyetine itibar etti.
- Şimdi çok uzaklardasınız. Ama hayır! Sinemde, kalbimin ta derininde olduğunuzu lütfen biliniz. Sizi daima görüyor, siz yaşıyor ve sizi seviyorum. Kalbimi aşkınız çarpıtıyor, nabzım sizin isminizi durmadan ve durmadan heceleyerek atıyor. Siz damarlarımdan akıp beni sarhoş eden şaraptaki hakikatsiniz.
- senin buraya gelmenin sebebi sadece bizim 'gel' dememiz değil, ayrıca onların sana 'git' demeleri. hiç kimseye kötüdür deme. aslında onlar, bilmeden iyilik eden insanlardır. s.123
- Bilmek ve şahit olmak en büyük mutluluktur.
- Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyada ki en büyük mutluluk, bu dünyanın şahidi olmaktı.
- " Senin buraya gelmenin sebebi sadece bizim 'Gel' dememiz değil, ayrıca onların sana 'Git' demeleri. Hiç kimseye kötüdür deme. Aslında onlar, bilmeden iyilik eden insanlardır."
- " İlk kez öldürdüğünde bir değil, sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. Yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. Babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilan eden o delikanlıyı da, zavallı bir kadının kocasını da, savaşa giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da..bütün bu kişileri öldürmüş olursun. İkinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişi öldürmüşsündür. Üçüncü kez ise, kimseyi öldürmüş sayılmazsın."
- Belki de susmak, gerçeği anlatmanın tek yoluydu