- Acı hiçbir şeydir, acı bir kuruntudur yalnızca. Onu yaratan yalnızca sensin, yalnızca sen kendi kendine acı veriyorsun.
- " Örnek arama!" diyordu bu ses bana sanki. " Örnekler aslında var olmayan şeylerdir, kendi yarattığın ve kendine gerçek diye yutturduğun şeylerdir. Örneklerin peşine düşmek yapmacıklıktır sadece. "
- Her şey simgeydi çünkü , her şey gün gelip acılar içinde gözden kaybolur, değişik bir kılığa bürünüp yeni bir simge kimliğinde yeniden boy gösteriyordu.
- İnatçılık da bir erdemdir. O ağızlardan düşürülmeyip el üstünde tutulan öbür erdemlerin tümü , insanların koyduğu yasalara itaaten oluşuyor...
- " Yazgı ve huy , aynı kavramın değişik isimleridir."
- Pek az kimse kendi yaşamını yaşar. Kendi yaşamınızı yaşamayı öğrenin! Kendi yazgınızı tanımayı öğrenin!
- Kendin sapasağlammışsın da , ulusunun bir hastalığı ne yazık ki seni üzüyormuş gibi yapman, küçük çocukların gerçeklerden ve hekime gitmekten korkmalarına benzemiyor mu tıpkı?
- Katlanmayı öğrenmek güçtür. Onu erkeklerden daha sık olarak ve daha güzel biçimde kadınlarda görürsünüz. Kadınlardan öğrenin katlanmayı! Yaşamın sesi konuştuğu zaman kulak verip dinlemesini öğrenin!
- Onların " komünizm" diye nitelediği şeyin ne olduğunu bizler iyi biliriz , simyagerlerin sözde altın yaptıkları tozlu atölyelerden kalma , biraz komik duruma gelmiş eski , çok eski reçetedir bu. Onların konuştukları sözlere değil , yaptıkları işe bakın!
- Dünya varsa , düzeltilsin diye değil! Sizler varsanız, düzeltilesiniz diye değil! Sizler kendiniz olasınız diye varsınız. Bir nağme, bir ses , bir gölge olarak dünyayı zenginleştiresiniz diye varsınız. Sen kendin ol, dünya o zaman zenginleşecek ve güzelleşecektir. Kendin olmaz da yalancı ve ödlek biri olursan , dünya yoksullaşır ve sen de ona düzeltilmesi gerekli gözüyle bakarsın.