- "Güzeldi dünya, renkliydi, garip ve gizemliydi! Burada mavi, şurada sarı, orada yeşildi."
- "Böyle bakılınca böyle aramadan, böyle yalın, böyle çocuksu gözlerle bakılınca, güzeldi dünya. Ay ve yıldızlar güzeldi, güzeldi çay ve sahil, orman ve kaya, keçi ve uğurböceği, çiçek ve kelebek güzeldi. Güzel ve iç açıcıydı dünyayı böyle dolaşmak, böyle çocuksu, böyle uyanmış, çevresine karşı böyle kucak açarak, güvensizlikten böyle uzak."
- "Her ikisi de, gerek düşünceler, gerek duygular hoş şeylerdi, en son anlam her ikisinin arkasında gizliydi, her ikisine de kulak vermek, her ikisiyle de oynamak gerekiyordu, ikisi de küçümsenmemeli ya da abartılmamalıydı; yapılacak şey her ikisine kulak verip Ben'in gizli seslerini yakalamaktı."
- "Dudakların taze çatlamış bir incir gibi, Kamala!"
- "Sevgi avuç açıp dilenilebilir, para pulla satın alınabilir, armağan olarak sunulabilir sana, sokakta bulunabilir, ama haydutlukla ele geçirilemez."
- "Herkes büyü yapabilir, herkes belirlediği hedefe ulaşabilir, yeter ki düşünmesini, beklemesini ve oruç tutmasını bilsin,"
- "Yazmak iyidir, ama düşünmek daha iyi; akıllılık iyidir, ama sabretmek daha iyi."
- "İnsanların büyük çoğunluğu Kamala, düşen bir yaprak gibidir, kapılıp gider rüzgarın önüne, havada süzülür, dönüp durur, sağa sola yalpalar vurarak iner yere. Pek az kişi de vardır, yıldızlara benzer, belli bir yörüngede ilerler durur, hiçbir rüzgar varamaz yanlarına, kendi yasalarını ve izleyecekleri yolu kendi içlerinde taşırlar."
- "Dinlemesini bilen insanlar o kadar az ki! Senin gibi iyi dinleyen birine şimdiye kadar rastlamadım hiç. Bu bakımdan da senden öğreneceğim çok şey var."
- ''Anlamını çıkarmak istediği bir yazıyı okuyan biri, işaretleri ve harfleri küçümsemez; yanılsama, rastlantı ve değersiz bir kabuk diye bakmayıp okur, inceler ve sever onları, her harf karşısında böyle davranır. Oysa dünya kitabını ve kendi varlığımın kitabını okumak isteyen ben ne yaptım, önceden varsaydığım bir anlam uğruna işaretleri ve harfleri hor gördüm, görüngüler dünyasına yanılsama, dedim; Kendi gözümü ve kendi dilimi nasılsa var olmuş değersiz nesneler saydım. Olamaz böyle şey, geride kaldı bu, artık uyandım, gerçekten uyandım ve ancak bugün açtım dünyaya gözlerimi.'' ( sayfa 49