- Meyhaneler sakini ol; iç, mihrapları yak, Kabe'yi ateşe ver. Fakat ey insan, beni nev'ini incitme.
- Vurgunluğun bin bir şekli vardır, Küçük hanım. Evlenmek sadece vurgunlukla olamaz, bütün bir hayat içindir. Bütün bir ömrü beraber, el ele geçirmek sadece vurgunluktan daha çok derin şeylere bağlıdır.
- Evet, en basitinden en karmaşık olanına kadar.kadını denize benzeten eski bir söz vardır. Siz benden kızımın karakterinin hususiyetlerini soruyorsunuz. Siz kara adamısınız. Ben size eski bir denizci gibi anlatayım. Deniz bin bir türlü kabarır, yatışır,boğar veya yaşatır insanı. Kadın denizden beterdir. Denizin hareketlerini fenni aletlerle tahmin eder ve ona göre vaziyet ve tedbir alırsınız. Halbuki kadın umumiyetle tahmin edilemez hareketlere girişir.
- Erkekler için kadınların hepsi iyi veya kötü, tehlikeli veya tehlikesiz bir sari hastalıktır. Bu hastalığın tek aşısı evliliktir.
- Gece yarısına kadar penceremin önünde oturdum, sigara sigara üstüne içtim. "Kendi yolumuzda ayrı ayrı devam edebilir miyiz," dedim. Kafam da, kalbim de: "hayır" diye cevap verdi.
- -Sizi hiçbir zaman sevemem komutan! Hiçbir şey karşılığında, hatta babamın, nişanlımın ve memleketimin karşılığında bile, sizi sevemem! -Fikrinizi değiştirirsiniz belki... -Hayır, bunu aklınızdan çıkarın! -Mesela Ömer Efendiyi şu meydanda asmaya karar versek? Aliye sapsarı oldu. -Bana gözdağı vermek istiyorsunuz. Fakat yemin ederim ki, böyle bir şey yapamazsınız! Çünkü ben, bunu görmemek için derhal kendimi öldürürüm. Her kuvvet, ölüm karşısında cılızdır. Bir daha söyleyeyim: Ölüler ne konuşur, ne sever, ne sevilir.
- Tosun, önce kendi dimağını kaplayan fikrin esiri, kuluydu. Ve bütün idealist adamlar, belli bir ülküye varlığını vermiş olanların zulmüyle zalimdir. Çünkü bunlar için, insanca ilgiler, en kuvvetli ve güçlü aşklar, maksattan sonra gelen şeylerdir ve maksatları için hiçbir elemden, hiçbir fedakarlıktan, hiçbir kurbandan kaçınmazlar. Bunların bu kudretidir ki, ihtilalleri, millet tarihinde herhangi yeni dönümü, herhangi sarsıntıyı, kan ve facia karşılığında vücuda getirir. Fakat yazık o kadına ki, kalbini böyle bir adama, iradesini böyle bir fikir esirine kaptırmıştır. Çünkü fikriyle sevgilisi karşı karşıya geldiği zaman, çekilen ıstırap, dökülen gözyaşı ne kadar çok olursa olsun, feda edilecek olan, mutlaka sevgilidir.
- Mensup olduğum millet, istiklâlini tarihin en asil ve zor bir ateş imtihanından sonra kazanmıştı. Fakat, diğer bir ideale de kavuşması gerekti. Böyle bir ideale kavuşmak için, insanlar tarihte sehpalarda, zincirler içinde ölüp giderler, sürgünlerde ömürlerini geçirirler. Onların imtihanını yalnız çekenler bilir. Onların savaşını hiçbir zaman alkış takip etmez. Alelâde, mütevazı askerler gibi gelip geçerler. Bu, tek başına kazanılmak için mücadele edilen gaye, hürriyet imtihanıdır. İstiklâl Savaşı?nın imtihanında en başta telâkki edilen ve sembol olan Mustafa Kemal Paşa vardı. İşte bundan dolayı onun devrinde eziyet çekmişlerin bile, kalplerinde daima bir yeri vardır. O, sonu gelmeyen hürriyet alanındaki çabalamaların bir sembolüdür. Türk milleti de diğer hür dünya milletleri gibi hür olacaktır. Burada Henry W. Nevinson?un şu sözlerini alıyorum: ?Hürriyet denilen şey, biliyoruz ki, tıpkı aşk gibi her gün yeniden kazanılması gereken bir şeydir. Nasıl her gün aşk istersek ve aşkı kaybedersek hürriyeti de öyle ister ve kaybederiz. Hürriyet kavgası hiçbir zaman bitmez, alanı hiçbir zaman sükûn bulmaz.?
- Toprağınız toprağım, eviniz evim;burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım ;vallahi ve billahi!
- "Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!"