- -Sen hiç sevdin mi? -Sevmesem insan olmam.Her zaman severim,hem de ne kadar çok...
- Günah diye düşündüğün hata... Sevmek hiç bir zaman günah değildir. Sebeb-i vücudumuz bu... Biliyorum, bir şeyler söylemek istiyorsun. Evet, sevmenin de marazi tarafı olabilir. Fakat o da gelir, geçer... Ona galebe -üstün gelmek- senin elinde. İnsan cambaz olmak için vücuduna akla gelmeyecek marifetler yaptırıyor. Ruhuna da riyazetle, irade ile tahakküm edebilir. Emin ol bir gün bu perhiz, bu riyazetten dolayı insan mükafatını da görür. Gönlünün eski alevlerine, karlı dağdan volkan seyreden serin bir gönülle bakar.
- Bir kere annem beni dünyaya getirdi, bir kere de sen bambaşka dünyaya getiriyorsun Rabia.
- Aşk ve kin, bunlar karanlık, aydınlık gibi birbirini itmam eden hakikatler... Bir taraftan öbür tarafa sallanan bir rakkasın ucu. Rakkasın üstünden geçtiği başka şeyler hep ikinci derecede. Yalnız aşk ve kin edebi...
- Sevmeyi, sevilen şeye tek başına sahip çıkmak gibi telakki etmek ne vahşi bir şeydi. Aşık bir esirci mi ? Dünyadaki servet, güzellik, sevgiler ve sevgililer herkese yeter, herkesin hakkı...
- Ben ölümden değil ama topraktan korkuyorum
- Rakım: -Tevfik benden Karagöz takımlarını istedi.Vapurda sanki "hayal" mi oynatacaktı,dedi. Vehbi Dede dalgın dalgın cevap verdi: -Hayal de insan gibi diyar diyar gezer,hey oğul!
- Odasına giderken Efendi'nin hatırına,Profesör Hopkins'in Makbet'den okuduğu,hayatı tarif eden bir parçanın bir satırı geldi: "Bir divanenin kendi kendine tekrar ettiği bir masal!"
- "İnsanı yaşatacak olan ne tıp ne de makinedir yavrum, doyurulmuş duygularımızdır sadece..."
- ..sevgi meşakatti.