- Hayır, Sezar'ın malını Sezar'a, Allah'a ait olanı Allah'a vermek gerek... Ben Sezar'ın, ben şeytanın zümresindenim. Çocuk Allah'ın, bırakın olduğu yerde kalsın.
- "Mesela bizim hanımı alın... Sadrazam oldu farz edin. Emin olun bugünkü sadrazamdan daha dirayetle idare eder. Fakat bir de vazifesiyle analık hissi karşı karşıya gelsin, değil idare ettiği devleti, kainatın bütün devletlerini eliyle yıkar."
- "Hayal de insan gibi diyar diyar gezer, hey oğul!"
- Bilâl, onun hayatında bir defa gelip geçmiş, bir tek noktada temas edip ayrılan düz bir hat gibi. Rabia, Bilâl'in hayatında düz bir hattı mütemadiyen aşağıdan yukarıdan saran bir helezon gibi.
- Bu piyano nasıl Bedestan'a gider? Nasıl yabancı ellere geçer? Osman, Rabia'nın yıldan yıla çam fidanı gibi uzayışını bununla ölçmemiş miydi?
- "Onda öğrenmek bir ihtirastı. Bilmek, daima bilmek, yalnız kitaplarda değil, tabiatta, insanlarda her şeyi, görünmez şeyleri bilip anlamak için onda ebediyen susamış bir dimağ vardır." s. 47
- "Ve içimde artan hayatın tarlalardan, denizlerden mi, yoksa benim ruhumdan mı geldiğini bilmiyorum." s. 51
- "Nâzım gittikten sonra üç günden ziyade uyku uyumadım. Gündüzleri, geceleri, bahçeyi, ders odamızı, kitaplarımı, hatta yıldızları bile yadırgadım. Hepsinden bir şey boşalmış, uçmuştu." s. 83
- "Ne olurdu, sade ve sakin bir hayat arkadaşım olaydı. Fakat benim, tamamen benim olaydı; her gün yanımda, gecelerin bana çocukluğumdan beri verdiği âciz bir korkuyla sokulduğum göğüs, sabahleyin yanımda uyanan gözlerin derinliği hep benim, hep benim olaydı." s. 137
- "... Elem, ıstırap nihayet beni kahredebilir, fakat beni söyletemez." s. 138